"sırtından" - ترجمة من تركي إلى عربي

• ظهره
• الخلف
• الظهر
• ظهرك
• بالظهر
• بظهره
• ظهركِ
• ظهورهم
• على ظهر
• على ظهور
• ظهرة
• في ظهر
• في ظهرها
• المجردين

Hafif bir yemekten sonra odasına çıktı ve orada sırtından bıçaklandı.
القتيل صعد الى غرفته بعد عشاء خفيف حيث طـُـعن في ظهره

sırtından kırmızı pelerini çıkartıp Pers altını ile doldurmuş diyorlar.
أنّه باع بلده، إذ بدّل وشاح ظهره الأحمر بذهب فارسيّ.

O günden itibaren ona göre bir haindim, onu sırtından hançerlemeye çalışıyordum.
مُنذُ هذا اليوم أصبحتُ خائِناً، وأنني كُنتُ أُحاول أن أطعنهُ من الخلف.

Bacağının koparılmış olmasına rağmen, ölümünün kemirme yüzünden olmadığını varsayıyorum. sırtından vurulmuş.
سأحزر، أنّه لم يمت تأثراً بالقضم . لقد أردي بالرصاص من الخلف

sırtından değil, daha ense kökünden. Baş aşağıya düşmeyecek. Dur!
حسنا، ليس من الظهر بل من أسفل العنق وانتبه للرأس

Tek bir kurşun girişi var. Yakın mesafeden sırtından vurulmuş.
يوجد ثقب رصاصة واحدة في منتصف الظهر من مسافة قريبة

Bir gün bu dostluk olayı, hiç ummadığın bir anda seni sırtından bıçaklar.
بعض الأحيان ، من حيث لا تتوقع الصداقة ستطعنك في ظهرك كـ الخنجر

Silahını çıkardı, kavga ettiler Flanagan ağır bastı ardından Bardot'u sırtından vurdu.
أخرج سلاحه وقاتل والزعيم إمتلك اليد العليا ثم أطلق النار على ظهره

Bu sinirli genç adamlar onları sırtından vuranlardan intikamını aldı.
بغضب قام هؤلاء الشباب بالانتقام من مجتمع رأوا بأنه أدار ظهره عنهم.

sırtından dört kurşun yemiş. Yolun karşı tarafından bir 44'lük veya 45'likle ateş edilmiş.
لقد اصيب فى ظهره ب 4 أو 5 طلقات بمسدس عيار 44 او 45 من الجهة المقابلة للشارع

sırtından iki, karnından da bir kere vurulmuştu.
أصيب بطلقتين ناريتين في ظهره وواحدة في بطنه.

Şimdi o herif, onun narin, beyaz boynunu öpüyor parmaklarını sırtından aşağı süzüyor.
بينما تمرر هي أصابعها على ظهره و سرعان ما لن تجد

Kaçmaya çalışmadığın sürece seni sırtından vurmak istemiyorum.
لا أريد أن أطلق عليك الرصاص من الخلف إلا إذا كنت تفضل أن تهرب

Bizim şampiyonumuzu mağlup etti. Karanlıkta onu sırtından bıçaklamadığını nereden bilelim? Hiçbir görgü tanığı yoktu.
لقد هزم بطلنا كيف لنا ان نعرف اذا طعنه من الخلف او فى الظلام

Çocukken bile, başkalarının arkasına gizlenip, herkesi sırtından vururdu.
حتى عندما كنا اطفالا ، كان يتسلل من خلف بعض الاطفال ، ويضربهم من الخلف

Bak, kimse seni sırtından vuramayacak. Sadece bunu bilmeni istedim.
اسمع ، لن يطلق أحد عليك النار من الخلف ، أردتك أن تعرف هذا

Seni sırtından vurmadan o silaha ulaşabilirsen büyük General Mongo'yla dövüşme şerefine ulaşacaksın.
إذا تصل تلك البندقية قبل أن إضربْك في الظهر, أنت سيكون عنْدك شرف قتال الجنرال العظيم مونجو

Kennedy'yi sırtından vurarak öne devrilmesine neden oluyor.
أصابت كينيدي في الظهر سحبته لأسفل وللأمام

Sen adama ilk işini ver, o seni sırtından bıçaklasın.
كنت تعطي الرجل وظيفة الأولى، وانه طعن لك في الظهر!

Çünkü seni sırtından vurmak zorunda olduğumda yapsaydım, kalbim kırılırdı.
لأن ذلك سيحطم قلبي لإضطراري وضع رصاصة في ظهرك

Lejyonerlerin kitabında başkasını sırtından hançerlemek yazmaz.
الطعن بالظهر ليس موجوداً في ميثاق شرف الجيش

Babamı sırtından vurdun. Ben sana senin ona göstermediğin nezaketi göstereceğim.
لقد أرديت والدي بظهره وسأمنحك فضلاً لم تمنحه إيّاه قطّ

Ben senden hoşlanmış gibi davranıp seni sırtından hançerlediğim için.
لأنّي تظاهرتُ بحبّي لكِ، وطعنتكِ في ظهركِ بخنجر؟

Evet, sırtından bıçakladığın üç dostuna güven sen.
أجل إترك الأمر لأصدقائك الثلاث الذي طعنتهم في ظهورهم مؤخراً

Dünya, devasa bir kaplumbağanın sırtından dolaşıyormuş.
العالم برمّته محمول على ظهر سلحفاة عملاقة

Senin gibi adamlar, benim gibi adamların sırtından bir sürü para kazanırlar.
الرجال الذين مثلك كسبوا الكثير من المال على ظهور الرجال الذين مثلي.

Fırsatını bulursam onu sırtından vuracağım.
إذا سنحت لي الفرصة سأرديه من ظهرة

Yani ateş eden adam önce odadaki tek silahlı adamı sırtından vuruyor Hatcher'e dönüyor, yakın mesafeden onu çenesinin altından vuruyor.
-إذن، القاتل يضع رصاصة في ظهر صاحب السلاح الآخر في الغرفة، يستدر لـــ "هاتشر" من مدى قريب ويعطيه واحدة أسفل ذقنه

Lanet olsun, herkes bu cemaatin üyesi olan bir kadının sırtından dört kere vurulup bir dondurucuya tıkıldığını unutmuş gözüküyor.
يبدو أنّ الجميع صار متناسياً لكن هناك إمرأة، فرد من هذه الأبرشية أُرديت في ظهرها بأربعة طلقات ووُضعت داخل مبرّد

Başkalarının sırtından geçinen duygu özürlü, bir avuç deli!
حفنة من الإستغلاليين... المجردين من المشاعر... المجانين!