| Fazladan aldığın kuru gıdaları sırt çantana ya da cebine koyabilirsin. | Open Subtitles | السلع الجافة الفائضة رائعة جدا فى حقيبة الظهر أو فى جيبك |
| Yarın gitmeden önce kendini sırt çantana dönüştürse iyi olur. | Open Subtitles | من الأفضل أن يقوم بتحويل نفسه إلى حقيبة الظهر الخاصة بك قبل أن يغادر غداً |
| belki de bir gün... sende kendi sırt çantana sahip olursun.. | Open Subtitles | وربما في احدى الايام . ستحصل على حقيبة الظهر خاصتك |
| Haplarımı çaldın ve mavi sırt çantana tıktın. Ve arkadaşlarınla yola koyuldun. | Open Subtitles | قمت بإفراغهم في حقيبة ظهرك الزرقاء ثم انطلقت مع أصدقائك في سيارة ذات ألواح خشبية |
| İşin bittiğinde ayakkabıların da dahil olmak üzere her şeyini sırt çantana koyup bana getireceksin. | Open Subtitles | وحين تنتهي, ضع كل شيء بما فيهم حذاؤك في حقيبة ظهرك واحضرها إليّ |
| sırt çantana biraz para koydum. Birkaç güne seni ararım. | Open Subtitles | وضعت بعض المال في حقيبتك سأحدثك بعد بضعه ايام |
| Hey, Trevor. sırt çantana bir bakalım. | Open Subtitles | (تريفر)، دعنا نلقي نظرة في حقيبتك.. |
| Hepsini bir araya topla ve sırt çantana koy da bir arada olsun. | Open Subtitles | اجمعيها سوياً وضعيها في حقيبة الظهر. جميعُ فضلاتك، جنباً إلى جنب. |
| Her şeyini sırt çantana koy. | Open Subtitles | أحزمي كل شيء في حقيبة الظهر |
| - sırt çantana bak! | Open Subtitles | - ابحث في حقيبة الظهر! |
| Bu gece için sırt çantana Duckie'yi koydum. | Open Subtitles | لقد وضعتُ "دوكي" في حقيبة ظهرك لأجل الليلة. |
| - Maymunlu sırt çantana bayıldım. | Open Subtitles | أحب حقيبة ظهرك التي على شكل قرد |