Burada evrimin milyonlarca yıllık süreçte tasarladığı sıvıdan söz ediyoruz. | Open Subtitles | ذلك هو السائل الذي تمّ تصميمه بالتطور خلال ملايين السنين. |
Beynin içerisinde beyin omurilik sıvısı diye bilinen temiz, berrak bir sıvıdan oluşan geniş bir havuz var. | TED | يمتلك المخ هذا الحوض الكبير من سائل نظيف نقي يسمى السائل النخاعي الشوكي. |
Buna ek olarak, sıvının içine doğru inen ve objeyi sıvıdan çıkaran bir tablası var. | TED | بالاضافة الى ذلك، فهي تحتوي على درجه تنخفض في هذا العجين و تسحب الجسم خارج السائل. |
Denizkızının kafatasında tanımlanamayan bir sıvıdan bahsetmiştin. | Open Subtitles | لقد ذكرتى أمر سائل غير معروف بجوار جدار رأس لحوريةِ البحر |
Şimdi ilk yapacağımız, o sıvıdan biraz bulmak. | Open Subtitles | و الخطوة القادمة، نحن بحاجة إلى عينة من ذاك السائل |
sıvıdan katıya şekil değiştirebilir ve tekrar dönebilir. | Open Subtitles | يمكن أن تغير شكلها من السائل إلى صلب والعودة مرة أخرى. |
Yoğuşturucuyu tahliye ederken koluna sıvıdan damlamış. | Open Subtitles | كان يصفي المكثف وانكسب بعض السائل على ذراعه |
İzotop analizini hızlandırmak için örnek mor sıvıdan bir çözelti yaptım. | Open Subtitles | أعددت محلولا من عيّنة السائل الأرجواني لتسريع تحليل النظير |
Ayrıca, taraklara sürdükleri mavi sıvıdan biraz aldım. | Open Subtitles | بالإضافة أنني حصلت على بعض من السائل الأزرق الذي يمشطون شعرهم به |
İki yıl önce üstüne yayın yapmış olduğumuz kök hücrelerle de çalışmaya devam ediyoruz; benzer özellikler taşıyan amniyotik sıvıdan (halk arasında gebelik suyu) ve plasentadan (halk arasında bebeğin eşi) alınan kök hücreler. | TED | و نحن نعمل كثيرا مع خلايا جذعية كما نشرنا منذ عامين خلايا جذعية حصلنا عليها من السائل الامنيوسي. و المشيمة, والتي لديها تلك الخصائص. |
Ama serebrospinal sıvıdan örnek alıp tahlil ettirdik. -Gerçekten mi? | Open Subtitles | -لكن أخذنا عينة من السائل المخي شوكي و فحصناها |
Bu sıvıdan mı bilgi alıyorsun? | Open Subtitles | أتحصلين على معلومات من ذلك السائل ؟ |
Kaynar sıvıdan genleşen buharın patlaması. | Open Subtitles | حدث لغليان السائل سبب إنفجار غازي الأن،عادةهناككرة لهب ، |
Endüstriyel temizleyici katılmış suyla durularsın, sonra ısıtarak sıvıdan kurtulursun. | Open Subtitles | تغسلها بخليط من مياه ومنظف صناعيّ... وبعد ذلك تعرضها للحرارة للتخلص من السائل |
Dur biraz. Bu sıvıdan içtikten sonra iyileştin mi yani? | Open Subtitles | انتظر لحظة, انت شربت هذا السائل وشفيت؟ |
Aşağıdayken ayak bileği yaralanmış. Morumsu bir sıvıdan dolayı kaymış. - O olabilir mi? | Open Subtitles | لقد أذت كاحلها عندما كانت هناك انزلقت في سائل بنفسجي |
Septik sıvıdan bulabildiklerin bunlar mı? | Open Subtitles | إذاً هذا كلّ شيء إستطعت الحصول عليه من سائل المجارير؟ |
Ve moleküllerin davranışlarına göre, su dolu bir kavanozun sıvıdan katıya geçmesi gibi, beyniniz de moleküllerin davranışlarına göre bilinçli durumdan, bilinçsiz duruma geçebilir. | TED | و كما يمكن للماء في الإناء أن يتحول من سائل إلى صلب وفقاً لسلوك الجزيئات كذلك دماغك يمكن أن ينتقل من حالة الوعي إلى حالة اللاّوعي وفقاً لسلوك الجزيئات |
İpeğin dışarıya bırakılma işlemi onu sıvıdan katıya dönüştürüyor. | Open Subtitles | سحبه للخارج هو ما يحوّلة من سائل لصَلب. |
- Sadece çok şiddetli migrenin sebep olduğu beynindeki fazla sıvıdan olduğunu tahmin ediyoruz iyi bir şey değil ama tedavi edilebilir. | Open Subtitles | - نتمنى هذا ، إنه فقط - سائل زائد على دماغه من صداع نصفي شديد وهذا ليس بجيد ولكنه قابل للعلاج |