ويكيبيديا

    "sıvısı" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • السائل
        
    • سائل
        
    • سوائل
        
    • السوائل
        
    • لسائل
        
    • بسوائل
        
    • افرازات
        
    • محلول
        
    • والسائل
        
    • للسائل
        
    • صدره
        
    İnsan gözünün camsı ve akışkan sıvısı... bir nesnenin içinde yansımasına olanak tanır. Open Subtitles السائل المائي و الخلط الزجاجي في العين البشرية يسمح للصورة بأن تنعكس فيها
    Eğer bir alıcı, belirli bir ilaç ya da iç sıvısı tarafından uzun süre ağır bombardımana tutulursa, bayağı çekip kısalacaktır. Open Subtitles إذا أخذنا مستقبلاً محدداً لنوع محدد من العقار أو السائل الداخلي و عرضناه للقصف بشكل مكثف لمدة طويلة فإنه فعلياً سيتقلص
    Merkezde sıvısı, ve onu çevreleyen duvarı vardı, ve destekleyici lifler iskeletin boyuna olan eksen üzerinde çaprazlanmış helezonlar şeklinde düzenlenmişti. TED له سائل مركزي وحوله جدار محيط, والالياف المعززة في الجدار منتظمة في شكل لولبي متقاطع حول المحور الطولي للهيكل.
    Beynin içerisinde beyin omurilik sıvısı diye bilinen temiz, berrak bir sıvıdan oluşan geniş bir havuz var. TED يمتلك المخ هذا الحوض الكبير من سائل نظيف نقي يسمى السائل النخاعي الشوكي.
    İnsanların tatil yaparken etrafa ne kadar çok vücut sıvısı bıraktığının farkında mısın? Open Subtitles هل لديك أي فكرة كمية سوائل الجسم التي يفقدها الناس في الإجازة ؟
    Tablet, dakikalar içerisinde midenizin asitli sıvısı içerisinde ayrışmaya başlar. TED يبدأ القرص بالذوبان في السوائل الحمضية خلال دقائق داخل المعدة.
    Ve bu menfez sıvısı 315 - 370 santigrat derecedir. TED وهذا التنفيس عبر السائل يصل لحوالي ستمائة أو 700 درجة فهرنهايت.
    Ama çılgın zafer dansını yapmadan önce, Guillaume-Barré sendromunda omurilik sıvısı bulgularını söyle. Open Subtitles لكن أمامك يَعمَلُ رقص منطقتكَ المجنون طرف، أخبرْني نتائجَ السائل الشوكي في متلازمةِ جيلوم باري.
    Bu çok kötü Kelso, çünkü duyduğuma göre Madison'da bir klinik... erkek sıvısı bağışına para ödüyormuş. Open Subtitles إنه لأمر سيء فقد سمعت أنه يوجد مستوصف يشتري السائل الرجولي
    Şöyleki, kadının gözünden alınan göz sıvısı gösteriyor ki kadın yaklaşık bir gün önce ölmüş; Open Subtitles شاهدْ، السائل الزجاجي مِنْ مقلةِ عينها شوّفتْ بأنَّ هي فقط مباشرةً لمدّة يوم؛
    Cenin sıvısı temel biyojenik maddedir. Open Subtitles سائل أمنيوتيك العنصر البيولوجي الرئيسي إن الموضوع مرتبط بهذا
    Bronş tüplerinde genişleme var. Ödem sıvısı salınmış. Open Subtitles إنتفاخ في الشعب الهوائية الرئيسية مما يطلب سائل الوذمة
    İçtiğin fotokopi toner sıvısı yüzde 90 oranında oldukça zehirli metil alkol içeriyor ve kendini öldürmeye yetecek miktardan çok daha fazlasını içtin. Open Subtitles سائل آلة التصوير الذي شربت يحتوي حوالي 90 بالمئة ميثانول و هو سام جداً و شربت أكثر مما يكفي لقتلك
    Omurilik sıvısı almak için lumbar ponksiyon yaptık. Open Subtitles أجرينا فحصاً للقطنية أخذنا سائل من النخاع الشوكي
    Mumyalama sıvısı marihuananın daha yavaş yanmasını sağlar! Open Subtitles حَسناً، سائل التَحْنيط يَجْعلُ حرق الماريوانا أبطأَ،
    İki kemiğin arasında eklem sıvısı yani synovial sıvı adında yoğun bir sıvı vardır. Bu sıvıda hiyalüronik asit ve lubrisin gibi uzun nemlendirici moleküller bulunur. TED إن الفراغ بين عظمتين مليئة بسائل لزج سوائل زليلية تحتوي على جزيئات طويلة زيتية مثل حمض الهيالورونيك ولوبريسين
    Çok fazla otopsi sıvısı soluyorsun galiba. Open Subtitles أنتِ تستنشقين الكثير من سوائل تشريحِ الجثة
    Eklem sıvısı yumurtanın beyazına benzer bir yoğunluktadır. Ve temel görevi, eklemler arası tampon olarak birbirlerinin üzerinden kaymalarını sağlamaktır. TED السوائل الزليلية تقريبًا تشابه تركيب صفار البيض وغرضها الأساسي هو حماية العظام ومساعدتها على الانزلاق بين بعضها البعض
    Peritonal boşlukta öd sıvısı görüyorum. Open Subtitles أرى بعض السوائل الصفراء في التجويف البريتوني
    Ve işte Elzar'ı böyle yendim. Spargle'ın sihirli sıvısı sayesinde. Open Subtitles و هكذا قد هزمت إليزار و الفضل يعود لسائل سبارجل السحري
    PO sıvısı için talimat vermiştim, doktor. Open Subtitles قدمت طلباً بسوائل البولونيوم يا دكتور
    Vücut sıvısı yok. Open Subtitles فى حدود المعقول,لن نستخدم افرازات الجسم
    Eğer damarlarıma formaldehit sıvısı enjekte edersek, bu sinir yollarını taşlaştırır ve beynimi dondurur. Open Subtitles لو قمنا بحق محلول ... الفورمالدهايد في عروقي فسيقوم بتحجير مساراتي العصبية وبتجميد مخي تماماً
    Belki de adrenalinle, beyin-omurilik sıvısı ile besleniyordur. Open Subtitles ربما يتغذى على الإدرنالين والسائل الجمجمى
    Kulağında ve burnunda omurilik sıvısı izleri var. Open Subtitles هناك آثار للسائل الدماغي في رأسه وأنفه

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد