sağdıç olarak söylemem gereken bir iki şey olduğuna inanıyorum. | Open Subtitles | ثمة بعض الأشياء على أن أقولها بصفتي الإشبين |
Bütün gün onu aradım ama ailesi sağdıç olmaya hazırlandığını söylediler. | Open Subtitles | ولكن والداه قالا إنه مشغول بواجبات الإشبين |
Bu teklif konusunda düşündüğünü bildiğim için harika bir sağdıç konuşmam olduğunu söyleyerek ortamı biraz neşelendirmek istedim. | Open Subtitles | أعرف أنك تفكرين ملياً في مسألة الزواج فسأسهل عليك الأمر وأعلمك بأن خطاب الأشبين رائع |
sağdıç hazır değildi. Birinin içeri girmesi gerekti. | Open Subtitles | حسنا أفضل رجل كان غير مستعد شخص ما كان لا بد أن يتقدم |
sağdıç kadeh kaldırmalı, gelenek bu | Open Subtitles | أعلم أنه ليس من هواياتك، ولكنه تقليد أن يلقى إشبين العريس كلمة |
sağdıç gelip bir iki şey söyleyecek... öyleyse ellerimizi damadın kardeşi David için birleştirelim. | Open Subtitles | الاشبين جاء ليقول بعض الكلمات اذا هيا لنشبك ايدينا معا من اجل شقيق العريس ديفيد |
Yemek servisini ayarlamanız lazım, pasta seçmeniz lazım, sağdıç seçmeniz lazım. | Open Subtitles | سوف تحصلي على كتاب الممونَ واختارى الوصيف |
Bütün gün onu aradım ama ailesi sağdıç olmaya hazırlandığını söylediler. | Open Subtitles | ولكن والداه قالا إنه مشغول بواجبات الإشبين |
Sayamadığım kadar düğün'de sağdıç oldum. | Open Subtitles | كنتُ الإشبين في زواجات أكثر ممّا يمكنني إحصاؤه |
Efendim, bir düğündeki sağdıç konuşma yapıyor ve sadece atıp tutuyor. | Open Subtitles | سيدي,لدينا الإشبين,يعطي نخب حفل الزفاف. وهو يمزح مزحة سيئة |
Şimdi de sağdıç, daha da zahmete girerek 200 masa kartını elleriyle yazacak. | Open Subtitles | اذاً سيبدأ الإشبين الآن بعناء في كتابة 200 بطاقة طاولة |
- Görünüşe göre yazarın sütununu... senin sağdıç konuşmana ayırdım, ve sonuçta bu çıktı. | Open Subtitles | ... هذا الكلام خرج منى و , كنت أحضر خطاب الإشبين وهذا ما وصلت إليه فى النهاية |
Bazen de, sağdıç ve nedime birlikte oluyorlar ve sonra ayrılıyorlar. | Open Subtitles | أحيانًا يقوم الإشبين والإشبينة بفصلهما |
Yazmam gereken bir sağdıç konuşmam var ve buna zamanım yok. | Open Subtitles | لدي خطبة الأشبين لأكتبها وليس لدي وقت لأكتبها |
Ama, en iyi sağdıç ne yapar, bilirsiniz. | Open Subtitles | حسناً، أنتم تعرفون ماذا يفعل الأشبين الأفضل |
En iyi sağdıç tarihindeki en iyi sağdıç olacağım | Open Subtitles | واسمحوا لي أن أقول لك شيئا، أنا ذاهب ليكون أفضل أفضل رجل في التاريخ من جميع الرجال أفضل. |
Galiba sağdıç olarak yapacağım konuşma için uygun bir zaman. | Open Subtitles | أعتقد أن هذا الوقت المناسب لأقدم نخب إشبين العريس لم أقم بذلك من قبل |
Biliyor musun, gerisini niye sağdıç konuşmana saklamıyorsun? | Open Subtitles | اتعلم شيئا لما لا تحتفظ بباقي السخرية لموعد خطاب الاشبين |
sağdıç seçmeniz lazım. | Open Subtitles | سوف تحصلي على كتاب الممونَ واختارى الوصيف |
Henüz bir sağdıç seçmedin, değil mi? | Open Subtitles | لم يكن لديك من قبل أي فرصة اختيار وصيف بعد، هل؟ |
Şu sağdıç konusunu konuşmalıyım onunla. | Open Subtitles | لماذا؟ لا بد لي من الحديث معها إزاء هذا الوضع اشبين العريس. |
Baş sağdıç olduğuma göre... benimkinin farklı olması gerekmez mi? | Open Subtitles | حقا احبها لكني اتساءل.. يجب ان تكون التي امتلكها مختلفة قليلا منذ اصبحت افضل رجل |
Bir sağdıç ne yapar biliyormusun, Barney? | Open Subtitles | هل تعلم ما الذي يفعله الأشبيني ، بارني ؟ |
Beyler, unutmadan size birer sağdıç hediyesi aldım. | Open Subtitles | يارفاق ، قبل أن أنسى ، لقد أحضرت لكم هدية أشبين صغيرة |
sağdıç kiralıyorsun. - Tamam. | Open Subtitles | انت توظف وزير عريس فقط- افهم هذا- |
Bu konuda, işte, sağdıç olarak doğru kişinin ben olduğumdan emin değilim. | Open Subtitles | أجل، بشأن ذلك الموضوع، لا أعتقد أنّي الرّجل الأمثل لأكون وصيفك. |
Yedek sağdıç olarak işimi çok ciddiye alırım. | Open Subtitles | اخذت عملي كأشبين احتياطي بجدية للغاية. |
Benim işim de bir sağdıç olarak bir kaç şey söylemek ama belli bir seviyede tutacağım için beni affetmelisiniz. | Open Subtitles | ورغم أنّي واجبي كإشبين هو تقديم بضعة التعليقات |