| - Testlere göre Sağlık durumu mükemmel. | Open Subtitles | الاختبارات تقول بأنه حالته الصحية مثالية – |
| Sağlık durumu ve buna bağlı olarak kemiklerinin kırılganlığına bağlarım. | Open Subtitles | لقد عزوت الأمر إلى حالته الصحية و إلى الهشاشة الغير متناظرة لعظامه |
| - Sağlık durumu kötü... | Open Subtitles | ماذا؟ حالته الصحية خطيرة احتمال كبير أنّه يتجه |
| Sağlık durumu iyi olmadığından genç bir çocuk ona yemek verdi. | Open Subtitles | و لم يكن بصحةٍ جيدة فأتاه صبيٌ صغير من القرية ببعض الطعام |
| Ölü olmaları bir yana, iki adamın da Sağlık durumu harikaymış. | Open Subtitles | عدا عن كونهما متوفيان فهؤلاء السادة كانا في حالة صحية ممتازة. |
| Aslında onun bir yere gitmesi gerekmiyor. Bütün gün boyunca yatakta olabilirdi ancak Sağlık durumu sanki uzayda bir noktaymışçasına bir hareket gibi kavramlaştırılır. | TED | هو، لا يلزمه الإنتقال لاى مكان. وربما ظل على الفراش طوال الوقت، ولكن الأمر يبدو كما لو كانت حالته الصحية كنقطة في مساحة فضائية والتي تتصورها انت وكأنها تتنقل. |
| Hele bir de Nelson'un üç ay önce öldüğünü düşününce, Sağlık durumu bence de çok ciddî." | TED | بما أن نيلسون مانديلا توفي قبل 3 أشهر، فإنني قد أصف حالته الصحية بأنها حرجة جدا." |
| Silahlı saldırıya uğradı. Yaraları ölümcül olduğundan Sağlık durumu kritik olarak tanımlandı. | Open Subtitles | حالته الصحية حرجة وإصاباته تهدد حياته. |
| Yaraları ölümcül olduğundan Sağlık durumu kritik olarak tanımlandı. | Open Subtitles | حالته الصحية حرجة وإصاباته تهدد حياته. |
| Sağlık durumu iyi olmadığından genç bir çocuk ona yemek verdi. | Open Subtitles | و لم يكن بصحةٍ جيدة فأتاه صبيٌ صغير من القرية ببعض الطعام |
| (Gülüşmeler) Yaşamamak, olabilecek en kötü Sağlık durumu. | TED | (ضحك) هذه أسوء حالة صحية يمكن أن تحدث لك، ألا تكون على قيد الحياة. |
| Naklini engelleyen bir Sağlık durumu var. | Open Subtitles | لديه حالة صحية تمنع نقله |