Dağların tepelerinde, kökenimize göz atmamızı sağlayan bir yaratık yaşıyor. | Open Subtitles | في اعالي الجبال يعيش مخلوق الذي يسمح لنا لنلقي نظرة خاطفة على جذورنا. |
Kullananın boyutlar arası uzay-zaman cepçiklerine ulaşmasını sağlayan bir anahtar. | Open Subtitles | هو المفتاح الذي يسمح للوصول إلى فجوة مابين أبعاد الزمن الفضائي |
Bu, Uzay-Zaman'ın boyutları... arasında geçiş yapılmasını sağlayan bir anahtar. | Open Subtitles | ..أنه المفتاح الذي يسمح للوصول إلى الأبعاد اللامكان |
Onun sadakasını cömertçe kabul etmemi sağlayan bir saçmalık. | Open Subtitles | مجرد حفظ لماء الوجة. يعتقد باني سأقبل صدقته. |
Onun sadakasını cömertçe kabul etmemi sağlayan bir saçmalık. | Open Subtitles | مجرد حفظ لماء الوجة. يعتقد باني سأقبل صدقته. |
Yoksa, sanki uyumanı sağlayan bir mekanizma varmış gibi. | Open Subtitles | و إلا سيفهمها الناس أن أعصاب جسدك المخصصة للنوم... |
Yoksa, sanki uyumanı sağlayan bir mekanizma varmış gibi. | Open Subtitles | و إلا سيفهمها الناس أن أعصاب جسدك المخصصة للنوم... |
Uzay-zamanda boyutlar arası geçişi sağlayan bir anahtar bu. | Open Subtitles | إنه مفتاح الذي يسمح للشخص الولوج في أبعاد الزمكان |
Ama 5 benim çevremi... manipule etmemi sağlayan bir program yükledi, bir şeyler kurmamı sağlayan bir program. | Open Subtitles | ولكن "فايف" حملت برنامج الذي يسمح لي بالتلاعب في بيئتي بناء الأشياء |