Dün gece. Bir saat önce parkta buluşmak için sözleşmiştik. | Open Subtitles | الليلة الماضية اتفقنا أن نلقتي في الحديقة قبل ساعة مضت؟ |
Düşünsene, bir saat önce otoparkta kavga ediyorlardı. Ama bu gece, yıldız olacaklar. | Open Subtitles | فقط فكر, قبل ساعة كانو يتشاجرون في المواقف لكن الليلة, سوف يكونون نجوم |
- Bir saat önce bir İngiliz Hanımla birlikte çay içiyordum. | Open Subtitles | كيف ؟ لقد كنت اتناول الشاى منذ ساعة مع سيدة انجليزية.. |
Ben de seninle gelmeye niyetliydim, ama fikrimi bir saat önce değiştirdim. | Open Subtitles | كنت أنوي أن أذهب إلى المحطة معك لكني غيرت رأيي منذ ساعة |
23 saat önce, General Aleksander Kodoroff 10 savaş başlığı çaldı. | Open Subtitles | منذ 23 ساعة مضت الجنرال أليكساندر كودروف سرق 10 رؤوس نووية |
Senin için daha bir saat önce markete gittim. Bekleyemez mi? | Open Subtitles | لقد ذهبت للمتجر لأجلك قبل ساعة ألا يمكنك الإنتظار لوقت لاحق؟ |
Bir kamera kaydı ise, eve söylediğinden bir saat önce geldiğini tespit etmiş. | Open Subtitles | صور كاميرا الأمن تظهر وصوله إلى المنزل قبل ساعة من وصوله إلى هناك. |
Bu sokaktaki telefondan beni bir saat önce filan aradı. | Open Subtitles | اتصلت بي قبل ساعة من هاتف عمومي في هذا الشارع |
Buraya bir saat önce, güneş doğduktan hemen sonra konduğunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | تقديري انها وضعت هنا قبل ساعة تقريبا بعد شروق الشمس مباشرة |
Polis bir saat önce Adli Tabip Ofisi'ni aradığını söyledi. | Open Subtitles | الشرطة يقولون انهم اتصلو على مكتب الطب الشرعي قبل ساعة |
1 saat önce Çin'deydim ve arkadaşların beni buraya getirdi yani sen söyle. | Open Subtitles | قبل ساعة واحدة، كنت في الصين وأصدقائك جلبوني هنا، إذن أنت قل لي |
Sana bir saat önce o çantayı arabaya koymanı söylemiştim! | Open Subtitles | لقد طلبت منك أن تضعِ الحقيبة فى السيارة منذ ساعة |
Bu sabah ailesini aldırdım. Birkaç saat önce Kate Warner'laydım. | Open Subtitles | كنت التقط عائلتها هذا الصباح وكنت معها منذ ساعة تقريبا |
Seninle bir saat önce ormanda yaptığımız konuşmadan başka mı? | Open Subtitles | عدا المحادثه التى قمت بها معك فى الغابة منذ ساعة |
Ona, bir saat önce kaybolduğunu ve onu bulmamız gerektiğini söyle. | Open Subtitles | أخبره أنه غادر منذ ساعة وكان يجب علينا أن نعثر عليه |
Bir saat önce kalkan bir otobüsü yakalamanın imkânı yok. | Open Subtitles | من المستحيل الن أن تلحق بحافلة غادرت منذ ساعة مضت |
Sana, bir saat önce, aşağıdaki, hurda yığınını temizlemeni, söylemiştim. | Open Subtitles | لقد أخبرتك أن تُنظّف الرافعة التي بالأسفل مُنذ ساعة مضت |
Bunu bir kaç saat önce yaptırdım. Şimdi mutlu musun? | Open Subtitles | لقد فعلته بنفسي قبل ساعتين هل انت سعيدة الان ؟ |
Aynen bir saat önce Benjamin Raspail'in başında bulduğumuz gibi. | Open Subtitles | تماما مثل التى وجدناها فى راس بنيامين راسبيل منذ ساعه |
Deri altı tarayıcısının da iki saat önce kapatıldığını tespit ettim. | Open Subtitles | لقد فحصت وجهاز تعقبه تحت جلدة تم تعطيله منذ ساعتين مضت |
- Umarım şeytanın öldüğünüzü öğrenmesinden yarım saat önce cennette olursunuz. | Open Subtitles | ربما تكون في السماء مدة نصف ساعة قبل ان يعرف الشيطان أنت ميت |
İlginçtir ki, Özgür Halk Hareketi bir saat önce bir bildiri yayınladı. | Open Subtitles | ومما يدعو للغرابة أن قيادة فولكسفراي أصدرت بيان قَبْلَ ساعَةٍ |
Evsiz ayyaşın teki, ki onu da sekiz saat önce tutuklamalıydık! | Open Subtitles | مخمور بلا مأوى كان يجب علينا حجزه منذ ثمان ساعات مضت |
Sağlık kontrolün için 1,5 saat önce benimle Global'de buluşmalıydın. | Open Subtitles | يُفترض أن تقابلني في المؤسسة قبل ساعه لتقوم بفحصك الجسدي |
- Pekala, bu kayıt.... ...bir buçuk saat önce yapılmış. | Open Subtitles | حسنًا ، هذا التسجيل سُجّل منذ حوالي ساعة و نصف |
Bir saat önce burada olman lazımdı. | Open Subtitles | كان يفترض بك أن تعود لهنا منذُ ساعة على الأقل |
Bir saat önce bu insanlara gitmeleri için 50 dolar ödedim. | Open Subtitles | دفعت لهؤلاء خمسين دولار كي يرحلوا من ساعة نعم لقد عدنا |
Bahse girerim 24 saat önce, geceyi burada geçireceğini düşünmedin. | Open Subtitles | راهنت بالـ 24 ساعة الماضية بأنك لم تفكري بقضاء الليلة هنا |
Üç saat önce havaalanında oturuyordum. | Open Subtitles | أنا مصومة منذ ثلاث ساعاتِ مضتِ كُنْتُ في المطارِ. |