Evet. Bu dediğin olmadı ve sadece 54 saatimiz kaldı. | Open Subtitles | نعم, حسنا ذلك لم يحدث ولدينا فقط 54 ساعة متبقية |
Azize Mary. Günahlarımız için dua et, ölüm saatimiz geldi. | Open Subtitles | يا مريم المقدسة ، صلّى لمذنبينا الآن و ساعة موتنا |
Stephanie Wilson bir tarlada bulunmadan önce 24 saatimiz var. | Open Subtitles | لكن ليس لدينا الوقت لدينا 24 ساعة قبل ان نجد |
Durumun kontrolünü ele geçirmeliyiz. El değiştirmeye kadar dokuz saatimiz var. | Open Subtitles | لابد أن نسيطر على الوضع لدينا 9 ساعات حتى موعد التسليم |
Onu ölmeden betondan kurtarıp ameliyata almamız için 4 ilâ 6 saatimiz var. | Open Subtitles | هذا يعطينا أقل من 4 ساعات لنخرجه من الأسمنت و ندخله غرفة العمليات |
Yani bu sorunu çözmek için birkaç gün yerine birkaç saatimiz var. | Open Subtitles | والآن بدلاً من عدّة أيام أمامنا عدّة ساعات كي نكشف هذه المعضلة |
Kaçmak için 24 saatimiz vardı yoksa sonsuza kadar birbirimizi kaybedecektik. | Open Subtitles | كان لدينا 24 ساعة كي نهرب او نخسر بعضنا البعض للأبد |
Birisi rapor vermezse onu bulmak için 48 saatimiz vardır. | Open Subtitles | إذا أختفى أحد ما سيكون لدينا 48 ساعة حتى نجده |
48 saatimiz kaldı ve bu gece oldukça sıkı bir Paskalya hazırlığı yapacağız. | Open Subtitles | لقد بقينا معاً مدة 48 ساعة وأمامنا تحضيرات كبيرة من أجل عيد الفصح |
Ve insanlığı yok etmeden önce 48 saatimiz olduğunu söyledi. | Open Subtitles | وأمامنا 48 ساعة فقط قبل أن يقوم بتدمير البشرية جمعاء |
Peki öyleyse vücut saatimiz var ve ortaya çıktı ki hayatımız için inanılmaz derecede önemli. | TED | تبيّن إذن أنّ لدينا ساعة في الجسم، وتَبَيَنَ أنّها ذات أهميّة قُصوى في حياتنا. |
Bir de şansımız olmadığını söylüyorsun. Birileri onu bulana kadar en az 12 saatimiz var. | Open Subtitles | امامنا 12 ساعة لنبدأ بها قبل ان يعثر عليه احد |
Yarın banka kapanmadan önce daha 28 saatimiz var. | Open Subtitles | اسمعى, لدينا 28 ساعة قبل ان يغلق البنك غدا |
Gezimiz yarın başlıyor. Bugün havuza girmek için birkaç saatimiz var. | Open Subtitles | المشروع يبدأ غداً، هذا يعني أنه لدينا ساعات قلائل علي الإستعداد |
Onu serbest bırakmadan önce altı saatimiz var, bırak ben gireyim. | Open Subtitles | سنوقفه لست ساعات قبل أن يكون علينا إطلاق سراحه، دعني أواجهه. |
Öyleyse kamyonları bulup sınırı geçmeden durdurmak için üç saatimiz var. | Open Subtitles | حسناً، هذا يعطينا ثلاث ساعات لإيجاد الشاحنات ونوقفهم قبل الدخول للحدود |
Karanlık basıncaya kadar üç saatimiz var. Yarı yarıya, ne dersin? | Open Subtitles | لدينا حوالي 4 ساعات قبل الغروب ما رأيك بشرب الخليط؟ |
Sınıra ulaşmak için, üç saatimiz kaldığı kanısındayım, belki daha fazla. | Open Subtitles | لنصل للحدود, علينا أن نصلها فى ثلاث ساعات. |
Haydi! 30 km yürümemiz gerek ve bunun için 9 saatimiz var, kımıldayın! | Open Subtitles | هيا , تبقى لنا 20 ميل نمشيهم و 9 ساعات للوصول إلى هناك , لذا تحركوا |
Sadece bir saatimiz var. Bu adamla tekrar görüşmek istemiyorum. | Open Subtitles | لدينا ساعه لمعرفة ذالك لا أريد التحدث معه مره اخرى |
ONI fazla mesai yazmadan önce merkeze dönmek için iki saatimiz var. | Open Subtitles | لدينا فقط ساعتين للعودة للقاعدة قبل أن يقوم أوني بإحتساب الوقت الزائد |
Biyolojik saatimiz atmaya devam ediyor tatlım. Büyük resmi görmeye başlamalısın. | Open Subtitles | ساعتنا البيولوجيّة تمرّ يا عزيزتي، عليكِ أن تنظري للصورة العامّة. |
Savaş başlıklarını etkisiz hale getirmek için gerekli kodları elde ettik, ancak ikinci bombayı bulmak için sadece beş saatimiz var. | Open Subtitles | هذا إم . حَللنَا الرموز لنَزْع سلاح الرؤوس الحربية، لَكنَّنا امامنا خمس ساعاتِ فقط لإيجاد القنبلةِ الثانيةِ. |
Başkana ulaşmak için 2 saatimiz var. | Open Subtitles | ذلك سيَعطينا ساعتان للوُصُول إلى الرئيسَ |
Fakat sadece 1.5 saatimiz var. | Open Subtitles | لَكنَّ عِنْدَنا فقط سّاعة ونِصْف. |