| Ne kadar teknolojik oldukları umrumda değil. Bu iş saatler sürecek ve ellerindeki zamanla neler yapabileceklerini düşünmek istemiyorum. | Open Subtitles | لا آبه كم هم متطورون، هذا الأمر سيستغرق ساعات ولا أريد حتى التفكير بما يمكن أن يفعله أولئك الأشخاص في ذلك الوقت |
| Hayır, ölmüş olanları ve diğer ülkelerdeki kişileri çıkarmama rağmen saatler sürecek. | Open Subtitles | كلا. حتى مع استبعاد الموتى والأشخاص من البلاد الأجنبية -فلا زال الأمر سيستغرق ساعات |
| Nikita, ameliyattan bahsediyoruz. Bu saatler sürecek. | Open Subtitles | (نيكيتا)، نحن نتحدث عن عملية جراحية وهذا سيستغرق ساعات |
| Kampa varmamız saatler sürecek. | Open Subtitles | سيستغرق الطريق ساعات قبل أن نصل إلى المعسكر |
| Kampa varmak saatler sürecek. | Open Subtitles | سيستغرق الطريق ساعات قبل أن نصل إلى المعسكر |