Annen de bunu sabırsızlıkla bekliyordu. | Open Subtitles | كانت أمك تتطلع لتلك المقابلة كثيراً و أنا أيضاً |
Annen de bunu sabırsızlıkla bekliyordu. | Open Subtitles | كانت أمك تتطلع لتلك المقابلة كثيراً و أنا أيضاً |
Boşanmış kadın hayatını sabırsızlıkla bekliyordu. | Open Subtitles | كانت تتطلع بشدة لحياة المطلّقة |
O, en önemli tanık ve ifade vermeyi sabırsızlıkla bekliyordu. | Open Subtitles | إنه الشاهد الرئيسي وقد كان يتطلع للإدلاء بشهادته |
George eski tayfanın toplanışını sabırsızlıkla bekliyordu ama... | Open Subtitles | جورج كان يتطلع الى ...جمع العصابه القديمه معا ولكن اذا |
- Bahse girerim O'Neill bunu sabırsızlıkla bekliyordu. -Oh, evet. | Open Subtitles | أراهن أن " أونيل " يتطلع لهذا اللقاء |
Eski firavunlar dünyanın sonunu sabırsızlıkla bekliyordu. | Open Subtitles | فراعنة قدماء تتطلع لنهاية العالم |