Tabii, eminim öyle çok ilgisini çekmiştir ki, seninle yalnız kalmak için sabırsızlanıyordur. | Open Subtitles | بالتأكيد. أراهن أنه مهتم به جداً لدرجة أنه لا يطيق صبراً على الانفراد بك |
Eminim Richard da seni görmek için sabırsızlanıyordur. | Open Subtitles | -أنا متأكد أنّ (ريتشارد) لا يطيق صبراً حتى يراكِ . |
Bizimle yemek için sabırsızlanıyordur. | Open Subtitles | الذي كان يتحرق شوقاً ليتناول العشاء معي |
- Bunu duyduğuma sevindim. Hoş geldin Louise. Eminim Brian seni evde görmek için sabırsızlanıyordur. | Open Subtitles | أنا سعيد للغاية لسماع هذا ، مرحباً بعودتِك "لويس" ، أنا واثق أن "رايان" يتحرق شوقاً لعودتِك |