Bunu sadece iki kişinin çözmeye çalışıyor olması ilgincime gitti. | Open Subtitles | من الصعب أن نتخيل أن هناك شخصان فقط يحاولان حلها. |
İslamiyet'te biz sadece iki kişinin Tanrı ile doğrudan konuşabildiğine inanırız. | Open Subtitles | في الإسلام، نؤمن أن شخصان فقط تكلَّما مع الرب مباشرة |
Güvenlik kameraları da sadece iki kişinin girişini gösteriyor. | Open Subtitles | كاميرات الأمن تُظهر شخصان فقط. |
sadece iki kişinin olduğu bir dünyada yaşıyorsun. | Open Subtitles | تعيش في عالم حيث شخصان فقط موجودان أنت |
Bildiğimize göre CM kasasındaki kusurundan sadece iki kişinin haberi vardı. | Open Subtitles | على قدر علمي، كان هناك شخصان فقط يعلمان بشأن مشاكل غطاء شركة (كواستال) للسيارات |