Benim Zee hakkında konuşmayı bırakırsan Sadie'nin kadın olduğunu kabul ederim. | Open Subtitles | سأقر بأن سادي امرأة إذا كففت عن التكلم عن زي خاصني |
Sadie'nin bu geceki konseri için sana izin verecek mi? | Open Subtitles | هل سيمنحك وقتاً لحفلة سادي ؟ انها الليلة |
Eskiden Sadie ile banyo yapan, Sadie'nin en iyi arkadaşı Carlisle de burada... | Open Subtitles | وبعد ذلك هناك كارلايل، سادي أفضل الصديق، الذي يُستَعملُ لأَخْذ الحمّاماتِ مَع سادي... |
Sadie'nin ayak parmaklarında inci parlaklığında oje vardı MaryJane'nin tırnaklarındakinin aynısıydı. | Open Subtitles | مصبوغة بملمع (نفس أصابع (ماري جين |
Sadie'nin ayak tırnakları parlak bir ojeyle boyanmıştı. | Open Subtitles | مصبوغة بملمع |
Elbette, Sadie'nin cana yakın erkek arkadaşı, Ben de var. | Open Subtitles | أوه، وبالطبع، هناك خليل سادي اللطيف، بن. |
Daha önemlisi, o kiliseyi Sadie'nin büyük babası yaptı. | Open Subtitles | أكثر أهميَّةً، هو الكنيسةُ جَدّ سادي بَنى. |
Eee, küçük Sadie'nin yanında olmak haricinde ne yaparsın? | Open Subtitles | لذا، ماذا تعمل، إضافةً إلى قليلاً سادي هنا؟ |
Joel'e Sadie'nin balık olmadığını söylediğin an hazır olduğun anlamına geldiğini biliyordum. | Open Subtitles | اللحظة أخبرتَ جويل بأنّ سادي ما كَانتْ سمكة، عَرفتُ بأنّه قُصِدَ أَنْ يَكُونَ. |
Buraya gelip Sadie'nin eşyalarını toparlamak bir sene aldı. | Open Subtitles | استغرق الامر عاما لنأتي الى هنا لكي ننظف اغراض سادي انه |
Duyduğum kadarıyla Sadie'nin gölü civarlarında dolaşıyormuş. | Open Subtitles | يبدو انها تتجول في مكان ما بالقرب من بحيرة سادي. |
Bobby, merak ettim, Sadie'nin bu işle ne alakası var? | Open Subtitles | بوبي ، أنا لدي فضول ما هي القصة بشأن سادي هذه ؟ |
O araba kullanırken sen de Sadie'nin gözleri olacaksın. | Open Subtitles | أنت سَتصْبَحُ عيونَ سادي كما تُوصلُنا. |
Benden şüphelenmenize şaşmamalıyım ama Sadie'nin ortadan kaybolduğu akşam şehir dışında golf turnuvasındaydım. | Open Subtitles | أَحْزرُ بأنّني لا يَجِبُ أَنْ أكُونَ مُفاجئ بأنك تشك بي لَكنِّي كُنْتُ خارج البلدةِ في الليلة التي إختفت فيها سادي في بطولة غولفِ |
Sadie'nin incinmemesini sağlayın da. | Open Subtitles | أنتم فقط تأكدو ان سادي لا تتأذى |
Sadie'nin plak şirketi için bir logo. | Open Subtitles | انه شعار لشركة تسجيلات سادي |
Eğer Sadie'nin tüyosu işe yararsa paçamızı kurtarırız. | Open Subtitles | إنّ نجحت إفادة (سادي)، نحن نحفر لأنفسنا لكي نخرج من هذه الحفرة. |