Ama ne kadar varlığım olursa olsun... halen sahip olamadığım bir tek şey var. | Open Subtitles | لكن بالرغم من امتلاكي كل هذه الأشياء مازال هناك ما لم أحظى به |
Evet, yani makyaj olsun, alışveriş olsun birbirimizin saçını örmek olsun hiç sahip olamadığım bir kız arkadaş gibisin. | Open Subtitles | تعلم ، التزين ، التسوق و تضفير شعر بعضنـا البعض أنت الصديقة التي لم أحظى بهـا أبدا |
22 yaşında, önünde kocaman bir dünya var hayattaki her türlü avantajı var hiç sahip olamadığım avantajlar bu tam olarak doğru değil. | Open Subtitles | كل الميزات التى لديه فالحياة والتي لم أحظى أنا بها حسناً, ذلك ليس صحيحاً تماماً لديه كل الميزات التي كانت لدي ويالها من ميزات تلك. |
Hiçbirzaman sahip olamadığım barmen gibiydi. | Open Subtitles | إنها الساقية التي لم أحظى بها قطّ |
Micky'nin elinde, benim zamanında asla sahip olamadığım bir şans var. | Open Subtitles | (ميكي) لديه فرصة لتحقيق ما لم أحققه، ما لم أحظى به في زمني. |
Ve Tariq ise hiç sahip olamadığım kardeşim gibi. | Open Subtitles | ...و(طارق) كـ بمثابة الأخ الذي لم أحظى به قط |