Bilirsin, sahip olamayacağı bir şeyi ona hatırlatmak adına. | Open Subtitles | كما تعلمين، فقط لأذكره بأن هذا شيء أخر لن يحصل عليه |
Evlendiğine göre artık hiç bir zaman sahip olamayacağı göğüsler. | Open Subtitles | أثداء لن يحصل عليها بما أنه الان سوف يتزوج |
Ama bu barın senin süslü barının asla sahip olamayacağı bir şeyi var. | Open Subtitles | ولكن هذة الحانة لديها شيء لن يحصل عليه مكانك الفاخر |
sahip olamayacağı tek şeyi istiyor. | Open Subtitles | انه يرغب بالشيء الوحيد الذي لا يملكه |
sahip olamayacağı tek şeyi arzuluyor. | Open Subtitles | انه يرغب بالشيء الوحيد الذي لا يملكه |
Şu an direksiyondaki Kane olabilir, ...fakat asla sahip olamayacağı birşeye sahipsin daha yüksek bir ofisteki geleceğe. | Open Subtitles | لكنك تملك ما لن يحصل عليه أبداً مستقبل مناصب أعلى " نيويورك تايم " واشنطن بوست " |