Eğer hayatınızdaki sahip olduğunuz herşeyi düşünürseniz, o kapıdan çıkarken, yanınıza neleri almayı düşünürsünüz ? | TED | إذا فكرت في كل شيء تملكه في الحياة، عندما تخرج من هذا الباب، ماذا تفكر في أن تأخذ معك؟ |
Yüksek bütçelere ya da büyük strateji planlarına ihtiyacınız yok, sadece neye sahip olduğunuza ve ona nerede sahip olduğunuz hakkında daha akıllı düşünme yollarına ihtiyacınız var. | TED | أنت لا تحتاج ميزانية أكبر أو خطط استراتيجية كبرى. أنت ببساطة تحتاج طرق أكثر ذكاءً للتفكير في ما الذي تملكه وأين تملكه. |
Sinir sisteminiz, talebi karşılamak için sahip olduğunuz kaynaklardan, diğer kaslardan faydalanmıştır. | TED | إنّ جهازك العصبي استفاد توا إلى أقصى حد من الموارد التي تملكها مسبقاً، عضلات أخرى، لتلبية الاحتياج. |
- Tüm sahip olduğunuz bunlar mı? | Open Subtitles | هل هذا كل ما تملكون ؟ |
Sen ve çocukların sahip olduğunuz herşeyi kaybedebilirsiniz. | Open Subtitles | أنتِ وأطفالكِ يمكن أن تفقدوا كل ما تملكونه |
sahip olduğunuz kontrol grubu -- ve bunlar koçluk almayan kişiler -- ölçtüğümüz 18 temel uygulamanın yalnızca üçte birine ulaştılar. | TED | في مجموعة التحكم التي لديكم ــ وهؤلاء هم الذين لم يحصلوا على التدريب ــ لقد طبقوا فقط ثلث من ١٨ إجراء أساسي كنا نقيسه. |
On yıl öncesinin Keçi cinayetleri hakkında sahip olduğunuz bütün bilgileri arıyorum. | Open Subtitles | كنت أبحث عن المعلومات التي لديك عن الماعز القاتل منذ 10 سنوات. |
Ve tüm dünyanın biyerlerine zorla demokrasiyi tıkıştırmak yerine, belki batı, kendi tarih kitabından bir sayfa almalı ve bir model ve bugün sahip olduğunuz sistemleri yaratmanın çok sabır gerektirdiğini hatırlamalıdır. | TED | و بدلا من فرض الدمقراطية حول العالم ربما يجب على الغرب اخذ العبرة من تاريخهم و ان يتذكروا بأنه يتطلب الكثير من الصبر من اجل تطوير النماذج و الانظمة التي تمتلكونها اليوم |
Sigortada sadece sahip olduğunuz bir şeyi sigortalayabilirsiniz. | Open Subtitles | فى التأمين تستطيع فقط التأمين على شئ تملكه |
"Benim için neye sahip olduğunuz veya ne yapabildiğiniz önemli değil, | Open Subtitles | لا يهمّني ما تملكه. أو ماذا تستطيع أن تفعل. |
sahip olduğunuz her bir eşyayı alıp sorun: Bana hâlâ keyif veriyor mu? | Open Subtitles | ان تاخذ اي شئ تملكه وتسأل هل لاتزال تجلب لي المتعة؟ |
Toptan GPS noktalarını satın alacaksınız ve onları sahip olduğunuz birkaç on dolardan fazla değeri olan her şeyin üzerinde bağlanacaksınız. | TED | سوف تشتري هذه الأجهزة بكميات كبيره ، وستقوم بتركيبها في في أي شيء تملكه ذو قيمة تتخطى عشرات الدولارات . |
Milyarlarca insanın hayatlarına ve ekonomilerine yön vermek için sahip olduğunuz gücün elçisi olabilirsiniz. | TED | "يمكنك أن تكون موجهاً للسلطة التي تملكها لتشكيل حيوات واقتصادات مليارات الناس. |
Muhtemelen sahip olduğunuz en önemli silah bu olduğu için. | Open Subtitles | لأنه من اهم الاسلحة التي تملكها الان |
Ana babanızdır, çocuklarınızdır, sahip olduğunuz en iyi şeylerden biridir. | Open Subtitles | \u200fإنه أبواك وأطفالك، \u200fإنه أحد أفضل الأشياء التي تملكها. |
Eğer savaşın sıcağında... savaşmak için sebep gerektiğinde... sahip olduğunuz herşey den vazgeçecek bir amaç gerektiğinde... yanınızda savaşan adama bakmanız yeter. | Open Subtitles | "حتّى أثناء حماوة المعركة، فإنّكم تحتاجون سببًا لمواصلة القتال" "فكرة ستضحّون من أجلها بكلّ ما تملكون" كلّ منكم بحاجة فقط للنظر إلى الرجل الذي يقاتل بفريقه. |
Sen ve çocukların sahip olduğunuz herşeyi kaybedebilirsiniz. | Open Subtitles | أنتِ وأطفالكِ يمكن أن تفقدوا كل ما تملكونه |
Sizin sahip olduğunuz açıklığa sahip değilim. | Open Subtitles | أنا أفتقر إلى الوضوح الذي تملكونه ،لأنكم أمضيتم وقتاً طويلاً غائبين |
bu slaytta, sahip olduğunuz bütün problemleri basitçe anlatıyorum. | TED | وفي هذه الشريحة، أنا أشرح ببساطة كل المشاكل التي لديكم. |
Biliyorsunuz, ileri düzeyde bilim, havalı hokey masalarını kullanıyor -- (Gülüşmeler) -- ve bu şeyi fazla izlerseniz, başınız dönebilir, ama burada asıl olarak gördüğünüz şey ,burada sahip olduğunuz farklı ikiliklerden oluşan orjinal dizinin kopyaları. | TED | تعرفون، العلوم العليا تستعمل طاولات الهوكي الهوائي -- (ضحك) -- وإن شاهدتم هذا لما فيه الكفاية ستصابون بالدوار، لكن في الحقيقة ما ترونه هو نسه من تلك السلسلة الأصلية منبثقة من صندوق الأجزاء التي لديكم هنا. |
Yani veriye sahip olduğunuz sürece isteğiniz üzerine parçayı üretebilirsiniz. | TED | ما دام لديك بيانات تستطيع صنع الجزء عند الحاجة |
Ve hayatınızda sahip olduğunuz tek şey ününüzdür ve bu çok küçük bir kelime. | TED | و أعتقد أن كل ما لديك فى الحياة هو سمعتك و العالم الذي نعيش فيه صغير |
Bu gün sahip olduğunuz özgürlüğün farkındasınız çünkü siz buna sahip olun diye bazı insanlar hayatlarını verdiler. | TED | من المهم أن تعرفوا فوائد الحرية التي تمتلكونها الآن، لأن العديد من الأشخاص يضحون بحياتهم من أجل أن تحصلوا عليها. |