Birbirimizde, hiç sahip olmadığımız nitelikleri aramak şapşallıktı. | Open Subtitles | كان شيء سخيف أن نقوم بالحديث عن الرفاهية في كل واحد منا والتي لم نحصل عليها أبدا. |
Aile kavramı, daha önce sahip olmadığımız bir şey. | Open Subtitles | و لم نحصل على عائلة من قبل |
Asla sahip olmadığımız aileyi. | Open Subtitles | الأسرة التي لم نحصل عليها. |
sahip olmadığımız şey de bu zaten. | Open Subtitles | حسناً .. هذا هو بالضبط ما لا نملكه ، يا دكتور |
Eğer orada değilse, sahip olmadığımız zamanı boşuna harcıyoruz. | Open Subtitles | اذا لم يكن بالداخل فنحن نضيع وقتاً لا نملكه |
Ona biraz daha zaman vermeliyiz. Zaman sahip olmadığımız tek şey. | Open Subtitles | الوقتُ هو الوحيد الذي لا نملكه |
Maalesef bu sahip olmadığımız bir şey. | Open Subtitles | للأسف، هذا أحد الأشياء العديدة التي لا نملكها |
Tabi ki bu bizim sahip olmadığımız bir yetenek. | Open Subtitles | لملاءمة بيئتهم. انها القدرة التي لا نملكها ، بطبيعة الحال. |
sahip olmadığımız tek şey. | Open Subtitles | الشىء الوحيد الذى لا نملكه |
sahip olmadığımız tek şey zaman, Don. | Open Subtitles | الوقت هو الشيء الوحيد الذي لا نملكه يا (دون) |
Zaman, sahip olmadığımız bir şey. | Open Subtitles | الوقت شيئ لا نملكه |
Bizim sahip olmadığımız tek lüks. | Open Subtitles | المتعة التي لا نملكها |
Bizim sahip olmadığımız bir artıları olmadan Brad gibi bir çocuk büyütmelerinin imkanı yok. | Open Subtitles | مستحيل انهم اعتنوا بطفل مثل (براد) من غير ان يملكوا بعض من المميزات التي لا نملكها |