Daha genç erkekler ise mükemmel bir cinsel dürtüye sahiptirler. | Open Subtitles | الرجال الأصغر سناً لديهم دافع جنسي أكبر يمكنهم المحافظة عليه |
Buna mutlak kulak deniyor ve bazı insanlar piyanonun ortasındaki birkaç beyaz tuşa ilişkin bir mutlak kulağa sahiptirler. | TED | وهذا ما يدعى بالأذن المُرْهَفَة، بعض الأشخاص لديهم أذن مرهفة لبعض النغمات البيضاء التي تقع بمنتصف مفاتيح البيانو. |
İşte bu yüzden bu zihniyet ve tutuma sahiptirler ve bu fikirle ilerlerler. | TED | لذا لديهم مثل هذه العقلية وذلك السلوك وهم يقبلون بتلك الفكرة. |
P.S. gibi yarımekansal ihmal hastaları genelde bu ağın belirli bir kısmında hasara sahiptirler. | TED | إنّ المرضى الذين يعانون من إهمال حيزي نصفي، مثل بي.إس، عادة ما يكون لديهم تلف في جزء معين من هذه الشبكة. |
Kendi zamanları, kendi görevleri, kendi takımları ve kendi teknikleri üzerinde özerkliğe sahiptirler. | TED | لديهم استقلالية في وقتهم، وفي مهمتهم وفي فريقهم وفي أسلوبهم. |
Ateş ulusu halkı arzulu ve azimli insanlardır. İsteklerine ulaşmak için gereken güce ve enerjiye sahiptirler. | Open Subtitles | شعب أمة النار لديهم الرغبة و الإرادة و الطاقة و القيادة لتحقيق ما يريدون |
Toplumlarını her durum ve koşulda bir arada tutan güçlü bir sevgi bağına sahiptirler. | Open Subtitles | لديهم حس عميق بالإجتماعية و الحب الذي يستطيعون من خلاله تجاوز كل شيء |
"Aşıklar ve deliler, fantazilere şekil veren... haşlanmış beyinlere sahiptirler... kavranan güzel cevaptan bile fazla endişe ederler." | Open Subtitles | العشاق والرجال المجانون لديهم عقول تغلي كتشكيل الخيالات القبض سبب أفضل من الفهم |
Yüksek rahipler, yaşam ve ölüm yansıtması gücüne sahiptirler. | Open Subtitles | الكهنة الكبار لديهم القوة لنسخ نظير الحياة والموت |
Hükümet ajanları kanunlara uymak zorundadır, ama gene de, belden aşağı vurmak için bir çok seçeneğe sahiptirler. | Open Subtitles | يتوجب على عملاء الحكومة ,الألتزام بحدود القانون مع هذا, يظل لديهم الكثير من الخيارات التي تتيح لهم الضرب تحت الحزام |
Elemeleri geçenler birliğe katılma ve seçilenlerle birlikte savaşma şansına sahiptirler. | Open Subtitles | هؤلاء الذين تخطوا الاختيار , لديهم الادوات للانضمام الى حشدنا والقتال الى جانب النخبة |
Öte yandan cyborglar, beyne sahiptirler, düşünebilirler. | Open Subtitles | الآن البشر الآليين على الجانب الآخر لديهم الأفكار والعقل هم يفكرون بأنفسهم نظريّا على الأقل |
Farkında mısınız bilmem ama kendileri Avrupa'daki en büyük Eski Mısır sanat eseri koleksiyonuna sahiptirler. | Open Subtitles | ربما قد تكون أو لا تكون على علم، لديهم واحدة من أكبر المجموعات من التحف المصرية في كل أوروبا. |
Uzun yıllar eğitim alanlar, yüksek kültürel düzeyde olanlar, düzenli olarak zihinsel aktivitelerde bulunanların hepsi daha fazla zekâ arşivine sahiptirler. | TED | إن الأشخاص الذين بقوا في التعليم النظامي لمدة أطول، والذين لديهم نسبة عالية من الثقافة، والذين ينخرطون باستمرار في أنشطة محفزة للدماغ، لديهم نسبة أكبر من الاحتياط الإدراكي. |
AB kan grubu, onlar A ve B'nin özelliklerine sahiptirler. | Open Subtitles | لديهم سمات مشتركة : AB فصيلة الدم A وB مابين اصحاب الفصيلتين |
Sadece tavşanlardan daha iyi halkla ilişkilere sahiptirler. | Open Subtitles | لديهم فقط علاقات عامة أفضل من الأرانب |
Sanatçılar "yakınında olanı sev" mantığına sahiptirler. | Open Subtitles | "المؤدون لديهم أغنية "أحب الشخص الذي أنت معه وبعقلانية |
Onlar arazinin engebelerini okuma konusunda esrarengiz bir yeteneğe sahiptirler. | Open Subtitles | لديهم موهبة خارقة لقراءة تخطيط الأرض. |
Çoğu zaman anne babamızın suratlarına sahiptirler. (Kahkahalar) Bazen eşimiz gibi görünürler, ama aslında ne eşimiz ne de anne babamızdır. | TED | عادة، لديهم أوجه والدينا. (ضحك) أحيانا يكونون مثل أزواجنا، لكنهم ليسوا والديك أو زوجك. |
Carnosaurs'un ince ve keskin dişlerine rağmen kemiği kolayca kırıp öldürebilen kalın ve sert dişleriyle dinozorlar içindeki en güçlü ısırığa sahiptirler. | Open Subtitles | لديهم عضـَّة أكثر قوةً من أيّ ديناصور، بـأسنانٍ ليست كـتلك ذات الشفرات الحادة الرفعية لدى الـ(كارنوصورات) و إنما هي سميكة و قوية، و تستطيع بـسهولة أن تسحق العظام و تقتل على الفور |