Fatura şişirme, posta sahtekarlığı? | Open Subtitles | بالمغالاة في الفواتير؟ الاحتيال الإلكتروني؟ |
Kara para davaları, banka sahtekarlığı, sigorta sahtekarlığı, sağlık dolandırıcılığı. | Open Subtitles | الخبز الأبيض ، وحالات الاحتيال على البنوك والإحتيال في مجال التأمين ، وعمليات الرعاية الصحية |
Çek sahtekarlığı yüksek teknoloji ekipmandan çok teknik gerektirir. | Open Subtitles | تزوير الشيكات إنها تقنية أكثر من أنها أجهزة تقنية |
Sigorta sahtekarlığı ihtimalini de göz önünde bulunduruyoruz. | Open Subtitles | اننا نحقق بعميلة احتيال محتملة |
Bilgisayar sahtekarlığı kurbanları şunu merak ediyor bu neden benim başıma geliyor? | Open Subtitles | ضحايا الإحتيال عبر الحواسيب يتساءلون عن السبب في حدوث ذلك "لي" |
Organize Suç açısından uçak bileti, posta ve telgraf sahtekarlığı. | Open Subtitles | لذا , rico حكيم. تذاكر شركةَ الطيران. إحتيال السلكَ والبريدَ. |
Aksi takdirde, bu küçük düşürücü sahtekarlığı açıklamaktan başka çarem kalmayacak. | Open Subtitles | سوى إعلان أنها مزورة أمام الملأ. |
Çünkü Chalabi, banka sahtekarlığı suçuyla Ürdün'de mahkum edilmişti. | Open Subtitles | منذ كان الجلبي من الفاسق في الأردن بتهمة الاحتيال المصرفي. |
Hisse sahtekarlığı, komplo ve muhtemel adam öldürme. | Open Subtitles | الاحتيال بالأوراق المالية، التآمر وغالباً القتل غير متعمد |
Sizin sorununuz Bay Gardner, ...seçmen sahtekarlığı devam eden bir suçtur, gizli bir tertip. | Open Subtitles | والمشكلة يا سيد غاردنر أن الاحتيال في الانتخابات هي جريمة مستمرة، ومؤامرة |
Şantaj, para transferi sahtekarlığı, kara para aklama ve beni öldürmeye çalışmak ile kadınları hırpalamak gibi başka şeyler de buluruz eminim. | Open Subtitles | الابتزاز و الاحتيال و غسيل الأموال و أعتقد أننا سنفكر في أشياء أخرى مثل محاولة قتلي و صفعك لإمرأة |
Sullivan Müzayede Salonu'ndaki, olası bir sanat sahtekarlığı. | Open Subtitles | قضية تزوير الفن في بيت المزاد السولفياني |
Bermondsey sahtekarlığı davası mükemmel bir işti. | Open Subtitles | "إن حالة تزوير " بيرموندسى كانت من الدرجة الأولى |
Benim için de, çünkü oy sahtekarlığı öyle büyük bir problem ki 196 milyon oyun sayıldığı beş yıllık... ..Bush yönetimi döneminde 86 tane oy sahtekarlığı tespit edilmiş. | Open Subtitles | وبالنسبة لي، أيضاً لأنّ تزوير الانتخابات مشكلةٌ كبيرة لدرجة أنّه خلال فترة الخمس سنوات تحت إدارة بوش عندما تم جمع 196 مليون صوت |
Kimlik hırsızlığı. Kredi kartı sahtekarlığı. | Open Subtitles | سرقة هوية، احتيال في بطاقة الائتمان |
Eğer Canning ödeme yaptıysa ortaya çıkarmak ve sahtekarlığı ispat edebilmek. | Open Subtitles | (إكتشفِ إذا رشاه (كانينغ لمحاولة إثبات وجود احتيال |
- Büyük bir vergi sahtekarlığı davası. | Open Subtitles | قضيه احتيال ضريبى كبيره |
Ajan Patterson'ın ölümü ve maden sahtekarlığı için üç yöneticiye dava açılacak. | Open Subtitles | يُتوقع إتهام ثلاث مدراء بتورطهم في مقتل العميل الخاص (باترسون) وعملية الإحتيال. |
Ve Bay Vaughan var ya hakkında elektronik işlem sahtekarlığı yaptığına dair soruşturma açılmış. | Open Subtitles | و السيد فوغان... تم التحقيق معه مرتين بسبب الإحتيال الإلكتروني. |
Sandra'nın tüketici sahtekarlığı duruşmasını yürütmeni istiyorum. | Open Subtitles | أنا بحاجة لأخذ ملاحظات بشأن جلسة استماع بشأن قضية الإحتيال - لـ(ساندرا). |
Burada bir kredi kartı sahtekarlığı var gibi görünüyor. | Open Subtitles | حسناً، هناك إحتيال ببطاقات الإئتمان في ذلك المطعم |
Piramit sahtekarlığı, internet dolandırıcılığı, sahte sikke satışı. | Open Subtitles | قامت ببيع مخططات، إحتيال عبر الأنترنت، باعت قطع نقدية وهمية. |