Hademeysen ve başarısız olursan biri ayağında sakızla dolaşmak zorunda kalır. | Open Subtitles | .. إذا كنت بواباً وفشلت فسينتهي الأمر بأن تعلق علكة في حذائك |
Sonraki gün, zavallım saçında sakızla uyandığını söylemişti. | Open Subtitles | وفي اليوم التالي تشتكي التابعة بأنها وجدت علكة في شعرها |
Alnına yapışmış bir sakızla geri geldi! | Open Subtitles | لمّا نزل إلى القاعة كان لديه علكة لاصقة بجبهته، هنا |
- Beslemek mi? Bende sadece biraz sakızla nefes açıcı var | Open Subtitles | كل شئ لدى ابتل عود اللثة و نعناع النفس |
Derler ki: "Yoğun aromalı sakızla zevki ve eğlenceyi ikiye katla." | Open Subtitles | "يقولون ضاعف نشوتك، ضاعف متعتك "مع ضاعفلثة، العلكة تُضاعف اللثة |
Televizyonun yanındaki sakızla işiniz bitti mi? | Open Subtitles | هل إنتهيتما من العلكة التي بجانب التلفاز؟ |
"Prodnose asla tadını kaybetmeyen bir sakızla ortaya çıktı." | Open Subtitles | برودنوز أخرج العلكة التي لا يذهب طعمها |
Dolabım da ağzına kadar sakızla dolu! Kitap değil, sadece sakızla! | Open Subtitles | خزانتي مليئه بالعلكه لا يوجد كتب, فقط علكه |
Hayır, meyveli sakızla sıcak katranı karıştırmışsın gibi. | Open Subtitles | - أشياء جميلة. - كلا، مثل علكة بنكهة الفاكهة ممزوجة بقطران ساخن. |
Son çerez getireceğin zaman sakızla nane şekeri getirmiştin. | Open Subtitles | المرة الاخيرة كنت تقدمين الوجبات الخفيفة احضرتي علبة علكة (ونصف لفة حلوى ( لايف سافرز |
- Dur biraz, ağzımda sakız var. - sakızla ne yapacaksın? | Open Subtitles | إنتظر لدي علكة - ماذا ستفعل بذلك - |
sakızla birlikteymişsin gibi düşün. | Open Subtitles | تصبح واحدة مع اللثة. |
Pembe sakızla evet, yeşil sakızla hayır. | Open Subtitles | من العلكة الزهرية لا الخضراء |
Hatırlayın okuldayken, öğretmenleriniz sizi sakızla yakaladığı zaman ne kadar sinirlenirlerdi. | Open Subtitles | هل تذكرون عندما كنتم في المدرسه وكان المدرسون يغضبون ... ... إذا امسكوك ومعك علكه ؟ |