Vatandaşları karşı koymazsa bir ülkeyi sakinleştirmek daha kolay olur. | Open Subtitles | إنها أكثر سهولة لتهدئة الدولة حيث مواطنونه يَستطيعونَ الرَدّ على إطلاق النار. |
Disk kaydırma oyunu düğümlü örgü kursları ve Manhattan'da sadece uyuşturucu bağımlılarını ve cezai ehliyeti olmayanları sakinleştirmek için kullanılan sıkıcı aktiviteler. | Open Subtitles | التي تستخدم في منهاتن لتهدئة مدمني المخدرات والمجرمين المجانين |
Kocanın onlardan ne sakladığını öğrendiklerinde mürettebatı sakinleştirmek için bundan daha fazlası gerekecek. | Open Subtitles | لكن ستحتاجين للمزيد من هذا الإلهاء لتهدئة الطاقم عندما يكتشفوا ما يخفه زوجكِ عنهم |
Şimdi kalbimi sakinleştirmek için ne yapacağım? | Open Subtitles | "ماذا يمكنني ان اقول لقلبي الان لأهدئه" |
Onu sakinleştirmek için ilaç vereceğini söyledim. Al bunu. | Open Subtitles | لقد أخبرتها أنكِ ستحضرين لها العلاج لتهدئتها إليكِ |
Onu sakinleştirmek zorunda kaldım. | Open Subtitles | كان علي أن أهدئه قليلا |
Ama onu sakinleştirmek ona en fazla bir dakika kazandıracaktır. | Open Subtitles | ولكن إذا قمنا بتهدئته فسوف يكتسب دقيقة على الأكثر |
O kadar güçlüdür ki sirk hayvanlarını sakinleştirmek için kullanılır. | Open Subtitles | قوية للغاية، يستخدمونها لتهدئة حيوانات السيرك. |
sakinleştirmek için bizi çağıracakları kadar şiddetli birşey. | Open Subtitles | كان سيء كفاية للإتصال بنا للذهاب لتهدئة الأوضاع |
Zihnim birdenbire dönüp duran korku döngüsüne kilitlenirdi ve kendimi sakinleştirmek ve bir çözüm yolu bulmak için ne kadar uğraşsam da yapamadım. | TED | كان عقلي يُغلق فجأة في خضم موجة الذعر المتكررة هذه، ومهما كنت أحاول بجدية لتهدئة نفسي أو الاستماع لصوت عقلي بعيدًا عن ذلك، لم أستطع فعل ذلك. |
Şimdi, Tavsiyem herkesi sakinleştirmek için kendini akşam yemeğine prodükte etmen. | Open Subtitles | إذن، أقترح تنظيم عشاء لتهدئة الجميع |
Kaslarını gevşetmek için dantrolen kalbini sakinleştirmek için de lidokain verdik. | Open Subtitles | لقد أعطيناه "دانترولين" لنرخي عضلاته و"ليدوكين" لتهدئة القلب. |
Bence vahşi canavarları falan sakinleştirmek için mükemmel bir zaman. | Open Subtitles | أظن أنها أفضل طريقة لتهدئة الوحش الغاضب |
Kuleyi koruyan robot asker birlikleri, tedirgin insanları sakinleştirmek için yerlerini terk ediyor. Etik, Hedge ve Octavia onları atlatıyor ve neredeyse onlarla kulenin arasında duran hendeğin derinliklerine atlıyorlar. | TED | يترك حراس البرج العسكريون مواقعهم لتهدئة الناس المهتاجة، وينسل كل من إيثك، وهيدج، وأوكتيفيا... وانسلوا قريبًا إلى الممر الضيق الكائن بينهم وبين البرج. |
Şimdi kalbimi sakinleştirmek için ne yapacağım? | Open Subtitles | "ماذا يمكنني ان اقول لقلبي الان لأهدئه" |
Kolundan tuttum. sakinleştirmek istiyordum. | Open Subtitles | أمسكت ذراعها لتهدئتها |
Şimdi onu sakinleştirmek zorundayım. Onu benim kadar tanımıyorsun. | Open Subtitles | أنا يجب عليا أن أهدئه الأن |
Onu sakinleştirmek dünyanın en zor işidir. | Open Subtitles | .من المستحيل تمامًا القيام بتهدئته |