Kocam biyopsiye ihtiyacı olduğunu söyliyor ve bu bilgiyi benden saklamış. | Open Subtitles | أخبرني زوجي أنه بحاجة لتحليل فقط وقد أخفى تلك المعلومة عني |
Annen, bunca yıl saklamış. Ve burada senin eski odanda. | Open Subtitles | احتفظت به أمك كل تلك السنوات و هو بغرفتك القديمة |
Yüzünü senden saklamış olabilir ama kalbini saklayamadı değil mi? | Open Subtitles | ربما بوسعه أن يخفي وجهه ولكن لايمكنه إخفاء شعور قلبه |
Ben de mücevheri aynı yerde saklamış olabileceğini düşündüm. | Open Subtitles | لذلك خمنت أنه ربما خبأ المجوهرات في المكان نفسه |
Onu benden uzak tutmak için ya da... ya da başka biri onu tekrar bulmasın diye saklamış olmalı. | Open Subtitles | بالتأكيد أخفاه بورياس كي يمنعني أو يمنع أي شخص آخر من إيجاده |
-Ama biri saklamış! Bayan Upward, onu daha önce gördüğünü söylemişti. | Open Subtitles | ولكن هناك من احتفظ بها , السيدة ابورد قالت انها راتها. |
Üzerinde çalıştığı her davanın dosyasını saklamış. | Open Subtitles | لابد أنه يحتفظ بملاحظات كل قضية عمل عليها |
Planları poda saklamış olmalı. | Open Subtitles | لا بد وأنها أخفت التصميمات في كبسولة الهروب |
Şirket bu büyüklükte bir vericiyi nereye saklamış olabilir? Bir şekilde bunu becerdiler. | Open Subtitles | لا أدري أين خبأت الشبكة شيئاً بذلك الحجم و لكنهم نجحوا في ذلك |
Dizinleri sadece saklamış, silmemiş. | Open Subtitles | كان مجرّد تروجان قام بإخفاء المسارات ولكن لم يمحيها |
5 Altın Bilet saklamış. Bulanlar ödülü kazanıyor. | Open Subtitles | لقد أخفى خمس تذاكر ذهبية، ومن يجدونهم سيربحون الجائزة الكبرى |
Gördün mü, Simon, Hawthorne'un... ruhunu onun içine saklamış. | Open Subtitles | مثل الطريقه التي تجب, انظر سايمون أخفى روح هاوثورن داخلها, انا احتاجها |
Marge, dışarıya çıktığımız zamanlardan kalan herşeyi saklamış. | Open Subtitles | مارج احتفظت بكل هذه الأمور منذ أن كنا نتواعد |
Üniversitedeki suspansuarımı saklamış. | Open Subtitles | لقد احتفظت بحذامي الرياضي منذ ايام الجامعة |
Gerçek kişiliğini insanlardan bu kadar kolay saklamış. | Open Subtitles | من المدهش كم هو سهل أن يخفي المرء حقيقته عن الناس، صحيح؟ |
Bir yerlere para saklamış olmalı. | Open Subtitles | لا بدّ من أنه خبأ مبلغاً من المال بمكان ما |
Sırrı neyse, bunu herkesten saklamış. | Open Subtitles | أياً كان ما يُخفيه، فقد أخفاه عن الجميع. |
Yani zanlı Rodgers'ı boğmadan önce onu bütün gün canlı saklamış. | Open Subtitles | اذن الجاني احتفظ بـ رودجرز حيا طوال اليوم السابق قبل اغراقه |
Çimento kuruyunca kimliği belirsiz kurbanımızın kısmî bir kalıbını saklamış oldu. | Open Subtitles | عندما يجف الاسمنت، فهو يحتفظ بقالب لضحيتنا المجهولة |
Ergen yaşta çocuk sahibi olan bir kadın tanıyorum. Sırrını 50 yıl boyunca saklamış. | Open Subtitles | أنا أعرف هذه المرأة، كان لديها رضيع عندما كانت مراهقة، وقد أخفت أمره لـ 50 سنة |
Şirket bu büyüklükte bir vericiyi nereye saklamış olabilir? Bir şekilde bunu becerdiler. | Open Subtitles | لا أدري أين خبأت الشبكة شيئاً بذلك الحجم و لكنهم نجحوا في ذلك |
Aklı başına gelmeden ordunun verdiği diğer silahı saklamış olabilir. | Open Subtitles | من الممكن أن جيش الرجل الواحد قام بإخفاء المسدس الآخر قبل أن يرجع لوعيه |
Peder, kızı, termal tarayıcının algılayamadığı bir yere saklamış olmalı. | Open Subtitles | ربما خبأها الكاهن في عدد من الأماكن لا يلتقطها الماسح الحراري |
Baal karakolu diğer Düzen Efendileri'nden saklamış. | Open Subtitles | أعتقد أنه سيفعل، لقد اخفى بال أمر القاعدة عن بقية أسياد النظام |
Annem hepsini saklamış ve bunları sizin için buharla çıkarıp getirdim. | Open Subtitles | أبقت أمي الرسائل أخرجت الطوابع لك بالبخار |
Kaptanın en iyi içkisini saklamış olduğuna kendini inandırmıştı. | Open Subtitles | ولهذا كان مقتنعًا أن قبطان تلك السفينة كان يخبئ أفضل الخمور. |
Muhtemelen katil taşıması çok riskli olduğundan cesedi buraya saklamış. | Open Subtitles | حسناً، إذن لربّما خبّأ القاتل الجثّة هنا لأنّ نقلها محفوف بالمخاطر. |