Tabii kahkahalar şey içindi, göz yaşlarımızı saklamak için. Evet. | Open Subtitles | بالتاكيد كانت الضحكات تضحك لاخفاء الدموع |
- Aileyi saklamak için mükemmel bir yer. - Hiçbir yer mükemmel olamaz! | Open Subtitles | إنه المكان المثالى لتخبئة أسرتى لا يوجد مكان مثالى |
Şiddetsizlik, sivil başkaldırının gerçek yüzünü saklamak için taktığı bir maskedir. | Open Subtitles | عدم العنف هو القناع الذي يرتديه العصيان المدني ليخفي وجهه الحقيقي |
Belki bu da tecavüzcünün hilelerini saklamak için güvendiği şeydi. | Open Subtitles | يسبب خرف حاد ربما هذا ما أعتمد عليه لتغطية أثره |
Şaraplarımızı saklamak için bir mahzen yaptık. | Open Subtitles | لتخزين النبيذ الإضافي الذي إشتريناه , أعددت قبو صغير |
Seni kuru temizleme servisinde kullanırım ve ayıbını saklamak için resimde en arkaya koyarım. | Open Subtitles | سوف أضعك طول الوقت بالتنظيف الجاف وادفعك إلى خلف الصورة لأخفي العار |
Buzdolabın icadından önce yiyecekleri uzun süre saklamak için kullanılan fermantasyon, hâlen dünya üzerindeki geleneksel varlığını sürdürür. | TED | تستخدم في الأصل كطريقة لحفظ الطعام قبل اختراع التبريد يظل التخمر طريقة تقليدية في أنحاء العالم. |
Yani vadiyi saklamak için bir tezgâh yaptılarsa bu çok da zor olmamış. | Open Subtitles | اذا لو كان هنا مؤامرة لأخفاء الوادى اقصد , لم تكن لتأخذ الكثير |
Böylece Michael kanıtları saklamak için... gönderilen Luz'u takip etmeye başladı. | Open Subtitles | و هكذا تبع مايكل ليز ... و التى ارسلت لاخفاء الادله |
Bir kapıyı saklamak için harika bir yol, çünkü açmak için bir kapı arıyorsan bulman mümkün değil. | Open Subtitles | انها طريقة رائعة لاخفاء الباب لأنك إذا كنت تبحث عن وجود باب مفتوح فلن تعثر عليه قط |
Din, tüm bu acımazlığı saklamak için kullanılıyor zorbalığın çirlinliğini gizlemek için. | Open Subtitles | الاديان توضع اقنعه لاخفاء الاساس قبح العنف |
- Özel sırlarını saklamak için çok uzaklardaki bir galaksiden daha iyi bir yer olabilir mi? | Open Subtitles | ما الأفضل من مجرة بعيدة جدّا لتخبئة أسرارك الشخصية؟ |
O zaman belki de zaman kapsülü, bir cesedi saklamak için güvenli bir yerdi. | Open Subtitles | ربّما إذن كانت الكبسولة الزمنية مجرّد مكان ملائم لتخبئة الجثّة |
Kimliğini saklamak için elinden geleni yaptı, biliyorsun. | Open Subtitles | . لقد فعل ما بوسعه ، ليخفي هويته ، كما تعلمين |
Kiralanan bu ofis de ikinci keskin nişancıyı saklamak için tutulmuş. | Open Subtitles | تماماً مثل هذا المكتب، المؤجر فقط لتغطية القناص الثاني |
Kaçırdığınız yasadışı susturucuyu saklamak için... telefotografik lensler çok iyi birer fırsattır. | Open Subtitles | لتخزين كاتم الصوت وتهريبه بشكل غير مشروع |
O şeyi genelde babamdan bazı eşyaları saklamak için kullanıyorum. Sağ ol. | Open Subtitles | إنني فقط أستخدم الهاتف كثيراً لأخفي الأشياء عن أبي. |
Bunu sevdikleri özel şeyleri saklamak için kullanırlar. | Open Subtitles | أنها تستخدم لحفظ الأشياء الخاصة بالحب وتريد أن تبق أمنة |
Oysa göz önünde durması, gerçek bir tabloyu saklamak için uygun bir yerdir. | Open Subtitles | انها المكان الأمثل لأخفاء الأعمال الأصلية. امام اعيوننا |
Bu mektuba göre, Yıllardır bu sırrı saklamak için muazzam miktarlarda ödeme yapmaktaymış. | Open Subtitles | وفقا لتلك الرسالة، كانت قد تم دفع مبالغ طائلة لسنوات للحفاظ على السرية. |
Bu sırrı saklamak için rüşvet aldı. Ya da tehdit edildi. | Open Subtitles | الطبيب الجيد قد تم رشوته لإبقاء الأمر سرّا، أو تمّ تهديده. |
Biri bu sivili aslında ne olduğunu saklamak için buraya yerleştirmiş. | Open Subtitles | هناك من أدخل ذلك المدني للتغطية على ما حدث في الواقع |
Sen ne diyorsun, bunu yalnızca altına bir şey... saklamak için mi yapmış? | Open Subtitles | ما قولك؟ أتظن أنه فعل هذا لكي يخفي تحتها شيئاً؟ |
Aşka şans vermemenin gerçek sebebini... saklamak için böyle söylüyorsun. | Open Subtitles | تقولين هذا فقط لتخفي السبب الحقيقيّ لرفضك فرصة الحبّ |
Burada herkes sahte. Bunu saklamak için arkadaş gruplarının ardına saklanıyorlar. | Open Subtitles | أرى الناس هنا مزيفون ، لذا فهم يتوارون خلف أقنعتهم ليخفوا ذلك |
Sonra da onu eşi Juno'dan saklamak için bir ineğe çeviriyor. | Open Subtitles | و بعدها قام بتحويلها الى بقرة ليخفيها عن زوجته , جونو |