İblis saklandığı yerden çıktı veya derin uykusundan uyandı. | Open Subtitles | لابد أن الكائن الشيطاني خرج من مخبأه أو قام من سباته |
Demek istediğim, yeraltı doktoru-katilimizi saklandığı yerden ağımıza düşürmek için adama adak sunmalıyız. | Open Subtitles | اعني انه في سبيل ان نخرج ذلك الطبيب الذي يعمل في الخفاء من مخبأه |
O herif saklandığı yerden şu an bize bakıp gülüyordur. | Open Subtitles | ذلك الوغد لابد أنه ما زال يضحك في مخبأه |
Eminim karşısına yine yılların davası çıkınca bu onu saklandığı yerden çıkarır. | Open Subtitles | أنا واثقة من أن محاكمة مصيرية أخرى قد تغريه للخروج من مخبئه. |
Böylece saklandığı yerden çıkmasını sağlayıp, suçu üstüne atabilecekti. | Open Subtitles | وبهذا تخرجه من مخبئه وتلقي باللوم عليه على انه السارق |
Önce saklandığı yerden çıkarmamız gerek. | Open Subtitles | إذا إستطعنا أن نخرجها من مخبأها. إنها تعتقد أن القاتل من المحتمل |
Bu özel problemin çözümü, kertenkeleyi saklandığı yerden çıkarmak için en uygun aracı bulmayı ve onu şekillendirmeyi gerektiriyor. | Open Subtitles | تحتاج هذه المشكلة بالذات البحث وتشكيل الأداة المناسبة لإجبار إخراج هذه السحلية من مخبئها |
Bourne hala işin içinde ve Berlin'de satın almaya çalıştığım bilgi öyle önemliydi ki... Bourne saklandığı yerden çıkıp yeniden öldürdü. | Open Subtitles | ويجب أن تتوفر المعلومات الكافيه من أجل ان يظهر "بورن" من مخبأه ثانيه |
saklandığı yerden çıkıp, seni kurtarmaya gelecek, değil mi, Ray? | Open Subtitles | سيأتي من مخبأه ليقوم بإنقاذك، اليس كذلك يا (ري)؟ |
Yani, bu cinayetleri, Joe'yu saklandığı yerden çıkarmak için planladın? | Open Subtitles | إذن قمتم بهده الجرائم لتخرجوا جو) من مخبأه. ) |
Siz hukuk insanlarının, masumlara ne kadar değer verdiğinizi biliyorum bu yüzden, Ryan'a saklandığı yerden çıkmasını söyle. | Open Subtitles | أعلم أنكم رجال القانون تهتمون بالأبرياء لذا قولي لـ(راين) أن يخرج من مخبأه |
Evet o kadar müthişti ki Pauly bile saklandığı yerden çıkmadı. | Open Subtitles | أحمق لدرجة عدم خروج بولي) من مخبأه) |
Joey'yi saklandığı yerden çıkarmak istediler. | Open Subtitles | أرادوا إجبار (جوي) على الخروج من مخبأه. |
saklandığı yerden çıkaralım onu, ondan sonra... | Open Subtitles | نخرجه من مخبأه ومن ثم... |
Valentne peşindeyken saklandığı yerden bir daha çıkmaz. | Open Subtitles | ماغنوس لن يخرج من مخبئه مرة أخرى بينما فلانتين لا يزال يطارده |
Bu katilin saklandığı yerden çıkmasını umut ediyorum. | Open Subtitles | أتمنى أن يخرج هذا القاتل من مخبئه |
Bu gece onun patronu Bruno "Çirkin" Mannheim saklandığı yerden sürünerek çıktı. | Open Subtitles | ...الليلة رئيسها برونو " القبيح " مانهيم زحف خارج مخبئه للقائها |
Magnus saklandığı yerden çıkarsa yılın en büyük partilerinden birine gitmiş olacak. | Open Subtitles | إذا (ماغنوس) سيخرج من مخبئه سيذهب إلى واحدة من اكبر الحفلات في السنة |
Tek bildiğim, Ragnor alev mesajımın, Valentine'ın onu saklandığı yerden çıkartması için yapılan bir tuzak olduğundan şüphelenmesiydi. | Open Subtitles | كل ما أعلمه،( راجنور) شك في رسائلي النارية كانت حيلة من (فلانتين) لاستدراجه للخروج من مخبئه |
saklandığı yerden çıkarmış. | Open Subtitles | ووجدها وقام بآخذها من مخبأها |
Cadı için düzenlenecek halka açık bir infaz töreni küçük cadıyı saklandığı yerden çıkabilir. | Open Subtitles | إذا نظمنا تجمع لإعدام شاومر الأم شاومر الصغيرة ستجبر على الخروج من مخبئها |