Bu kafasızların saklandıkları yerlerden çıkmaları zamanı. | Open Subtitles | إنّه وقت خروجهم من مخابئهم هل لديكِ نقود لتذكرة الحافلة ؟ |
Aynen söylediğin gibi saklandıkları yerlerden çıkıp hızlı ve heyecanlı bir ceza ile karşılanıyorlar. | Open Subtitles | أعضاء الرتل الخامس يخرجون من مخابئهم كما توقّعتِ و هم يُقابلون بعقابٍ سريع و شديد |
Geçen gün gemiden gönderdiğimiz mesajla insanlara saklandıkları yerlerden çıkmalarını söyledik. | Open Subtitles | الرسالة التي أرسلناها من السفينة قلنا للناس أن يخرجوا من مخابئهم منذ يومين |
"John May" mesajıyla birlikte direniş üyelerinin saklandıkları yerlerden ortaya çıkacağını düşünüyoruz. | Open Subtitles | بعد رسالة (جون ماي)، نتوقع خروج أعضاء المقاومة من مخابئهم |