Bana bir şans verin, siz saldırmadan önce içeri sızıp onu çıkarayım. | Open Subtitles | أعطوني فرصة لأتسلل إلى الداخل و أخرجها قبل الهجوم |
Umut ediyorum ki, Bu Goa'uld'un bundan sonra saldırmadan önce iki kez düşünmesine neden olur. | Open Subtitles | نأمل هذه سيجعل الجوائولد يفكرون مرتين قبل الهجوم على الأرض في المستقبل |
saldırmadan önce bekleyen ve dinleyen birini bulmalısın. | Open Subtitles | يجب أن تجد شخصاً ينتظر و يستمع قبل الهجوم |
Belki de onu kullanacak vakitleri olmadı, biliyorsun senin programladığın insan şeklindeki çoğalıcılar saldırmadan önce. | Open Subtitles | حسنا ، ربما لم يكن لديهم الوقت لذلك قبل هجوم الريبليكيتورز الذين قمت أنت بإعادة برمجتهم |
Bu sesi onlar bize saldırmadan önce de duymuştuk. | Open Subtitles | لقد سمعنا الصوت ذاته تمامًا قبل هجوم ذلك المخلوق علينا |
Tekrar saldırmadan önce onu yok etmeliyiz. | Open Subtitles | يجب أن ندمره قبل أن يهاجم ثانية |
Herhangi bir yere saldırmadan önce, ilk olarak Kurmay Sınıfı'na saldırmalıyız. | Open Subtitles | , قبل أن نهاجم أى شئ آخر . يجب أن نهاجم أركاننا العامة |
Belki de saldırmadan önce iletişim kurmaya çalışmalıyız. | Open Subtitles | ربّما علينا محاولة الاتصال بهم قبل الهجوم |
saldırmadan önce bizimle konuşmadınız bile. | Open Subtitles | أنتم لم تحاولوا حتي التحدث إلينا قبل الهجوم. |
Zekamızı, kedilerin saldırmadan önce gizlenme yeteneklerini kullandığı gibi veya sopa çekirgelerinin kamuflajlarını kullandığı gibi kullanabilmeliyiz. | Open Subtitles | لاستخدامه كوسيلة كاستخدام النمور للتربص قبل الهجوم وكما تستخدم الحشرة العصوية التمويه |
Düşmanın sizi saldırmadan önce fark etmesine izin vermeyin. | Open Subtitles | قبل الهجوم لاتدعوا العدو يكتشف وجودكم |
Barry'nin saldırmadan önce nasıl titrediğine bakın. | Open Subtitles | لاحظ كيف يصبح باري متذبذبا قبل الهجوم |
Tyler Hastanesi'ne saldırmadan önce onu bulma ümidimiz var mı hiç? | Open Subtitles | هل تعتقد أن هناك أي أمل في القبض عليه قبل الهجوم على مستشفى (تايلر ميموريال)؟ |
Canavar saldırmadan önce buradaydı,biliyorum. | Open Subtitles | قبل هجوم الوحش، كانت هنا، وأنا متأكد |
Asiler saldırmadan önce yapılmış bir anlaşmaydı efendim. | Open Subtitles | الإتفاق قمنا به قبل هجوم المتمرّدون. |
Aslan saldırmadan önce söylemeye çalıştığım buydu. | Open Subtitles | هذا ما كنت أحاول قوله لك قبل هجوم الأسد |
Ori saldırmadan önce eve ulaşmaları için yeterli vakit olacağını umalım. | Open Subtitles | على أمل أي يكون الوقت كافياً لهم للعودة للوطن قبل هجوم الـ(آوراي) |
Tekrar saldırmadan önce, gücünü yenilemeli. | Open Subtitles | عليه أن يجدد طاقته قبل أن يهاجم مجددا |
Bize saldırmadan önce sıradaki yaratığı bulmamız gerek. | Open Subtitles | نحن يجب ايجاد الشيء القادم... قبل أن يهاجم. |
- Birilerine saldırmadan önce onu bulmak. | Open Subtitles | -إيجاده قبل أن يهاجم شخص ما |
Boon kalesine saldırmadan önce orda dinlenebiliriz. | Open Subtitles | يمكننا الاستراحة هناك قبل أن نهاجم قلعة بوون |