ويكيبيديا

    "saldırmaktan" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • مهاجمة
        
    • بمهاجمة
        
    • لمهاجمته
        
    • لحملك
        
    • لمُهَاجَمَة
        
    • الاعتداء على
        
    • الهجوم علي
        
    Askerî üslerimizden birine saldırmaktan söz ediyorsunuz. Open Subtitles أنت تتحدث عن مهاجمة أحد قواعدنا العسكريّة
    Çünkü bölgelerini vahşi şekilde korurlar ve insanlara saldırmaktan çekinmezler. Open Subtitles قد يُدافعون عن حدودهم بضراوة ولا يهابون مهاجمة البشر
    Bu gördüğünüz adamın arkadaşı haksız yere Veliaht Prens'e saldırmaktan suçlanıyor. Open Subtitles هذا الرجل لديه صديق اُتهم زوراً بمهاجمة ولي العهد
    Yanlış kişi Veliaht Prens'e saldırmaktan suçlanıyorsa bundan daha ciddi adli bir hata olamaz. Open Subtitles لو اُتهم الرجل الخاطئ بمهاجمة ولي العهد فسيكون ذلك سوء تطبيق بيّن للعدالة
    Ama 1979 da Hindistan'da bir polis memuruna saldırmaktan aranıyor. Open Subtitles لكنّه مطلوب لمهاجمته شرطياً في الهند سنة 1979
    Seni New York eyaletindeki mahkemeye gizli silah sokmaktan ve mahkeme görevlisine saldırmaktan dolayı tutukluyorum. Open Subtitles انت مقبوض عليك لحملك سلاح داخل محكمة ولاية نيويورك
    Kokain bağımlısı, Porno yıldızı ve şimdide bir görevliye saldırmaktan tutuklu. Open Subtitles مُدمن كوكائينِ، نجم دعارةِ. إعتقلتْ الآن لمُهَاجَمَة ضابطَ.
    Seni fuhuşa teşvikten, ahlaka aykırı davranıştan tutuklanmaya direnmekten, bir polis memuruna saldırmaktan ahlaksızlıktan, uyuşturucu bulundurmaktan ve homoseksüellikten içeri tıkabilirim. Open Subtitles لديك قضية دعارة وسلوك غير منضبط مقاومة الاعتقال الاعتداء على ضابط شرطة الفجور العام حيازة المخدرات
    Gerçek tehdit olan Autobot'ların ay üssüne saldırmaktan, çok daha kolay olurdu ulu Megatron. Open Subtitles وأكثر سهوله يا ميجاترون العظيم من الهجوم علي الخطر الحقيقي القاعدة القمرية للأوتوبوت
    Çöl tilkisi hala aç ve akrebe saldırmaktan korkmaz. Open Subtitles فثعلب الصحراء لا زال جائعا و هو لن يتوانى عن مهاجمة العقرب
    Öncelikle Japonlara gidip Henan'a saldırmaktan vazgeçmeleri için konuşun. Open Subtitles أولاً، إذهب إلى اليابانيين وأقنعهم بالعدول عن مهاجمة "هنان".
    Köyü korumak kaleye saldırmaktan daha kolay olur. Open Subtitles الدفاع عن قرية أسهل من مهاجمة قلعة.
    Köyü korumak kaleye saldırmaktan daha kolay olur. Open Subtitles الدفاع عن قرية أسهل من مهاجمة قلعة.
    Kendi ülkeme saldırmaktan mı bahsediyorsun? Open Subtitles أتعني، مهاجمة حكومتنا؟
    Şöhrete ilgim yok ve Veliaht Prens'e saldırmaktan suçlanan birini savunmayla da kesinlikle ilgilenmiyorum. Open Subtitles لستُ مُهتماً بالشهرة وبالتأكيد لستُ مُهتماً بالدفاع عن رجل مُتهم بمهاجمة ولي العهد
    Ben tüm aptallığıma katlanacak kadar iyi bir insana kötü sözlerle saldırmaktan zevk alıyordum. Open Subtitles بالنسبة لي، كنت أستمتع بمهاجمة... الشخص الوحيد الذي تحمّل...
    Seni kanun adamına saldırmaktan dolayı bile suçlamayacağız. Open Subtitles لن نتهمك حتى بمهاجمة ضابط شرطة
    İhtiyar Bob'a saldırmaktan sabıkalı. Gidip bir kontrol edelim. Open Subtitles ومُسجل بقاعدة بياناتنا،انه قام بمهاجمة العجوز المسكين (بوب) مُسبقاً.
    Ama 1979 da Hindistan'da bir polis memuruna saldırmaktan aranıyor. Open Subtitles لكنّه مطلوب لمهاجمته شرطياً في الهند سنة 1979
    Ocak ayının başında annesine saldırmaktan hastaneye kapatılmış. Open Subtitles لمهاجمته لوالدته
    Seni New York eyaletindeki mahkemeye gizli silah sokmaktan ve mahkeme görevlisine saldırmaktan dolayı tutukluyorum. Open Subtitles انت مقبوض عليك لحملك سلاح داخل محكمة ولاية نيويورك
    İki gün önce, Brad bir barmene saldırmaktan dolayı tutuklandı. Open Subtitles قبل يومين، براد كَانَ إعتقلتْ لمُهَاجَمَة a عامل البار.
    Bir polis memuruna saldırmaktan? Open Subtitles الاعتداء على رجل شرطة
    Askeri üslerimizden birine saldırmaktan bahsediyorsunuz. Open Subtitles أنت تتحدث عن الهجوم علي احدي قواعدنا العسكرية

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد