ويكيبيديا

    "salladı" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • هزت
        
    • لوح
        
    • هز
        
    • أومأ
        
    • هزّت
        
    • هزّ
        
    • لوحت
        
    • لوّح
        
    • يومئ
        
    • يهز
        
    • يلوح
        
    • وهزت
        
    • ولوحت
        
    • ولوّح
        
    • لوّحَ
        
    Anita derin bir iç çekti, gözlerini kapattı, kafasını salladı, kalbime saplanan, acı bir şekilde açık, ve nihai bir sesle cevap verdi. Open Subtitles أخذت أنيتا نفسا عميقا أغلقت عينيها ثم هزت برأسها و قالت بلهجة متألمة و واضحة
    Seni görmek istedi, birkaç telefon etti sonra sihirli değneğini salladı ve puf! Open Subtitles يريد ان يتحدث معك لذا قام ببعض الاتصالات و لوح بعصاه السحرية و بوف
    Sonunda, kolumu biraz sarsarak başını üç kere aşağı yukarı salladı. Open Subtitles ثم هز ذراعي برفق, وهز راسه ثلاث مرات يرفعه ويخفضه وهكذا
    Asker nazikçe başını salladı. Sonrasında beni tamamen gözardı etti. Open Subtitles وما أن رأنى حتى أومأ برأسه ناحيتى بتهذيب شديد ثم تجاهلنى كلية
    Sonra, söylentilerin arasında başka bir gümbürtü caddeyi salladı. Open Subtitles مـا يصل إلى 161/2 قبل أن يُغلق على 17 معركـة أخرى اللّيلة ... هزّت الشارع
    Tüm arenayı salladı. Hammer'in hatasını affedecek gibi değil. Open Subtitles ذلك هزّ كل مَن في الصالة لكن (دايفد) لن يغفر لأخطاء (هامر)
    Kollarını salladı ve yaklaşık iki saattir bağırıyormuş gibi hissetti. TED لوحت بذراعيها وشعرت بأنها ظلت تصرخ لساعتين
    Ya dün gece. Dün gece el salladı mı? Open Subtitles و ماذا عن ليلة امس, هل لوّح لك ليلة امس ؟
    Boyu iki buçuk metre falandı heralde, ve tek eliyle beni yere yapıştırabilirmiş gibi görünüyordu, ama bunun yerine başını salladı ve "Hey, gerçekten güzeldi. Teşekkürler." dedi. Bir aydınlanma oldu. TED ربما طولها ثمانية أقدام وبدا وكأنها قادمة لكي تضربني بيد واحدة لكن بدلا من ذلك هزت لي رأسها وقالت : " لا تخافي لقد شعرت بذلك .. " وهنا امتثلت للمسرح
    Annem başını salladı ve şöyle dedi: "Zavallı John." Open Subtitles والدتي هزت رأسها وقالت جون المسكين
    Suçlamalar çekirdek için Wall Street salladı yaklaşık 14 milyar dolar olarak yatırım Michov ile hesaba olan için . Open Subtitles التهم هزت بورصة وول ستريت" فيّ الصميم" ما يقرب من 14 مليار دولار استثمرت وأصبحت "في عداد المفقودين من قبل شركة "ميكوف
    Anlamadım, önce ellerini salladı, sonra da arabanın önüne atladı. Open Subtitles لست أفهم، لقد لوح بيديه ثم قفز أمام السيارة
    Hadi, al bu ateş parçasını. Sabahtan beri kılıç salladı zaten. Open Subtitles ‫يمكنك أن تأخذيه،‬ ‫فقد لوح بالسيف طوال ساعات‬
    Gerçekten de listeyi büyükbabamla paylaştığımda, onaylarcasına başını salladı. TED وبالفعل، عندما شاطرت القائمة مع جدي، هز رأسه معترفاً.
    Oğlum bana baktı, kafasını salladı ve şöyle dedi, "Teşekkürler anne." TED نظر إلي ابني، هز رأسه ثم قال: "شكرا، أمي."
    Kayıtlara geçsin Bay Alderson kafasını aşağı yukarı evet anlamında salladı. Open Subtitles دع عرض قياسية، أومأ السيد آلدرسن رأسه صعودا وهبوطا تشير إلى "نعم"
    Tekrar, kayıtlara geçsin Bay Alderson kafasını aşağı yukarı evet anlamında salladı. Open Subtitles مرة أخرى، والسماح للعرض قياسية، أومأ السيد آلدرسن رأسه صعودا وهبوطا تشير إلى "نعم".
    Sadece kafasını salladı. Open Subtitles فقط .. هزّت رأسها
    "Walter, neden aşağı inmiyorsun?" dedim. Sadece kafasını hayır diye salladı. Open Subtitles قلتُ له: "(والتر)، لم لا تنزل؟" لكنه هزّ رأسه مُمانعًا
    Bana el salladı ve sonra boom. Open Subtitles لوحت علي وبعد ذلك... الإزدهار.
    Özgürlük Anıtı ona benzeyen iki kişiye "Hoşçakalın" diye el salladı. Open Subtitles بعد أن رأى صفاته فينا، تمثال الحرية لوّح لنا بود
    Düzen kafalı kafasını salladı. Open Subtitles اجلب مقطع أحمق نظرية الكون وهو يومئ برأسه.
    O gece hastaneden eve döndüm, yaşlı Leo beni görmek için sabırsızlanıyordu kuyruğunu salladı, dili dışardaydı, ve hep yaptığı gibi sırt üstü yattı. Open Subtitles عدت ذلك اليوم من المستشفى فركض "ليو" العجوز لإستقبالي وهو يهز ذيله ويمد لسانه كما يفعل في العادة
    - Şu acayip tip bana el salladı. Open Subtitles - أن هذه البطة ذو المظهر العليل - يلوح بيده لى هكذا
    Bn. Dewey bunu duydu, ve kafasını umutsuzca salladı diğer yandan iş arkadaşları birbirini destekledi ve onaylarcasına kafa salladı. TED لقد سمعت السيدة ديوي هذا وهزت رأسها محبطة بينما كان باقي المدرسين يشجعون بعضهم البعض ويهزون رؤوسهم موافقة لما يقال
    Kendisini göreceklerini umarak kollarını havaya salladı, ama uçaklar çok geçmeden gitmişti. TED ولوحت بذراعيها آملة بأن يروها لكن الطائرات اختفت سريعاً.
    Bunu yaptığı zaman, baykuş kanadını kaldırdı ve ona salladı. TED وعندما قامت بذلك، رفع البوم جناحه ولوّح لها.
    Niles, bu kadar kaba olma. Adam bana el salladı işte. Open Subtitles لوّحَ الرجلُ بشكل واضح لي أولاً.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد