ويكيبيديا

    "sallanan" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الهزاز
        
    • هزاز
        
    • تتأرجح
        
    • تتدلى
        
    • يتأرجح
        
    • المتأرجح
        
    • الهزّاز
        
    • هزازاً
        
    • هزّاز
        
    • متأرجح
        
    • المهتز
        
    • الهزازة
        
    • يهتز
        
    • يتدلي
        
    • المعلق
        
    İyi akşamlar bayan. sallanan sandalyemi almaya geldim. Open Subtitles مساء الخير يا سيدتي لقد أتيت من اجل الكرسي الهزاز
    Taj, uzun süre önce öğrendim ki, üzüntü sallanan bir sandalye gibidir. Open Subtitles تاج، لقد تعلمت منذ وقت طويل أن القلق كالكرسى الهزاز
    - Ölmek için kendine bir sallanan sandalye bul! - Tüm acılar... Open Subtitles ربما تستطيع ان تجد نفسك ككرسى هزاز عتيق حتى تموت فى الام
    Aslında bana da bebek arabası, örtü veya sallanan sandalye seçmede yardımcı olmuyor. Open Subtitles أتعرفي ماذا؟ لم يساعدني في اختيار عربة اطفال او بطانية او كرسي هزاز
    Tam şurada sallanan maymunlar vardı. Sence zamanımız olur mu? Open Subtitles لديهم قردة تتأرجح حرّة هناك أتظنين أنّ لدينا وقتاً لذلك؟
    Mapetla'nın ölümünden bir önceki gün polislerden biri başka bir mahkuma Mapetla'nın bir ipin ucunda sallanan bir kuklasını göstermiş. Open Subtitles في اليوم ما قبل وفاة مابيتلا أظهرت الشرطة سجينا آخر دمية من مابيلا تتدلى من حبل مشنقة
    Elimizde açılan bir kapı ve sallanan bir lamba var. Open Subtitles كل ما تمّ تسجيله هو بابٌ يُفتح ومصباح كهربائي يتأرجح.
    Neredeyse bu odadan hiç çıkmıyor... bu sallanan sandalyede oturup ağlıyordu. Open Subtitles كانت هي في تلك الغرفة معظم الوقت تبكي تجلس على ذلك الكرسي الهزاز
    Merhaba, verandadaki sallanan sandalyeyle ilgili bir hikaye var mı acaba? Open Subtitles مرحباً كنت أتسائل إذا كانت هناك قصة وراء هذا الكرسي الهزاز على الشرفة
    sallanan sandalyemizi nasıl aldığımızın hikayesi böyle işte. Open Subtitles و هذه هي قصة كيف حصلنا على الكرسي الهزاز
    Muhtemelen, sallanan koltuğunda oturmuş, limonatasını yudumluyordur Open Subtitles لربما يكون جالسا على كرسيه الهزاز و يرتشف الليمونادا
    Eğer ona bir sallanan sandalye verirseniz... ve "ln the Gloaming" gibi eski parçalar çalarsanız aşağı gelir ve severek dinler. Open Subtitles هوسيترنحويحفر، إذا أعطيته كرسي هزاز ولحن قديم سخيف مثل : في الغسق
    Nehri geçerken, sallanan bir koltuğa oturmak istediğini söylemiştin. Open Subtitles حين عبرنا النهر تمنيتي ان تجلسي على كرسي هزاز
    Yani 9 yıl 4 ay yaşın var ve sallanan sandalyeyi boşken sallamanın uğursuzluk getirdiğini hiç kimse sana söylemedi mi? Open Subtitles تقصد أن تقول أن عمرك تسع سنوات وأربع شهور ولم يخبركَ أحد أنه لمن سوء الطالع أن تهزّ كرسي هزاز وهو فارغ؟
    Pencerenin yanında sallanan bir sandalye vardı bazen gecenin bir vakti uyanırdın ben de seni sımsıkı tutar seni sallardım sonra sen yağan yağmuru izler tekrar uykuna geri dönerdin. Open Subtitles كان هناك كرسيّ هزاز بجوار النافذة.. وأحيانًا كنتِ تستيقظين بمنتصف الليل، فأحملكِ.. وأهزكِ وكنتِ تنظرين إلى المطر و..
    Ve Foreman idman arkadaşına atar gibi o müthiş yumruklarını atıyordu ve Ali gemi armasında sallanan adam gibi sallanıyordu. Open Subtitles 'وكان فورمان رمي هذه اللكمات معجز تتأرجح 'وعلي وكأنه رجل في التزوير. '
    Sadece söylüyorum, öylece sallanan penisiyle önünde bir adam duruyor. Open Subtitles أنا فقط أقول أنه يوجد أمامك رجل عار و حاشيته تتدلى أمامه
    En son ne zaman olduğunu düşünürseniz, bilmem mesela sallanan bir dişiniz varken TED تذكر آخر مرة فكرت حيال شيء مقلق ، على سبيل المثال أحد أسنانك يتأرجح
    O sallanan sandalyede oturup senelerce onları bekledim. Open Subtitles لسنين طويلة ظللت أنتظرهم,وأنا جالسة... على الكرسي المتأرجح
    Ama kenara itilmiştik, emekli olup sallanan sandalyelerimize gitmemiz bekleniyordu. TED ولكن، تم تنحيتنا إلى جنب وتوقعوا تقاعدنا والتزام الكرسي الهزّاز.
    Yeğenime de sallanan at yaptım. Open Subtitles و بعد ذلك نحت حصاناً هزازاً لإبن أخي
    Akşamları, karısı pembe ellerini önlüğüyle kurular ve mutlu bir edayla, iki çocuklarıyla ilgili haberleri ona anlattığı sırada o, sallanan sandalyesinde oturur ve purosunun keyfini çıkartırdı. Open Subtitles أراح نفسهُ على كرسي هزّاز كان يُدخّن السيجار عند حلول المساء بينما تمسح زوجته يديها الورديّتان في المئزرة
    Eğer kısa bir süreliğine durmak istersen Indiana'nın en büyük ikinci sallanan sandalyesini görebiliriz. Open Subtitles إذا كنت ترغب في التوقف لمدة بسيطة ربما يمكننا أن نرى أكبر كرسي متأرجح في (انديانا)
    Kısacası, artık sallanan kafalı hediye günlerine katılamayacak. Open Subtitles مهلا، دعونا نقول فقط أن ذو الرأس المهتز لن يحضر المزيد من أيام التبرع
    Pardon. sallanan sandalye dolu bir odadaki kedi kadar heyecanlıyım. Open Subtitles آسفة، أنا متوتر مثل قطط في غرفة مليئة بالكراسي الهزازة.
    "Güldüğü zaman jöle kasesi gibi sallanan sevimli göbeğiyle." Open Subtitles "ولك بطن صغير يهتز عند الضحك مثل طبق الجيلى "
    Arkanda sallanan şeye kılıç mı diyorsun? Open Subtitles هل تسمي ذلك الشيئ الذي يتدلي من خصرك سيفاَ؟
    - Tepende sallanan kılıcım! Open Subtitles أنا السيف المعلق فوق رأسك

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد