ويكيبيديا

    "salonunda bir" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • في قاعة
        
    • في صالة
        
    Yani, müzakere salonunda bir kenara itilmişlerdi. TED كما تعلمون، انهم كانوا مهمشين في قاعة المفاوضات
    Chevra Suda'yı kastediyorsunuz, Funeral Brotherhood salonunda bir akşam yemeği. Open Subtitles أنت تقصد , شيفرا قاديشا سيديها إنه عشاء، الذي سيعقد في قاعة الجنائز
    Arthur, bilirsin, Tarih salonunda bir fotoğraf var. Open Subtitles آرثر اتعلم في قاعة التاريخ وهناك صورة فوتوغرافية لإمرأة شابة
    Hayır ama bir randevum var, bovling salonunda bir oğlanla. Open Subtitles لا و لكن لدي موعد في صالة البولنغ مع شاب
    Hatta ona bovling salonunda bir iş bile buldum. Open Subtitles حتى أنني حصلت له على وظيفة في صالة للبولينغ
    Bu gece balo salonunda bir ziyafet verilecek ve sonraki birkaç günde de umuyoruz ki iki büyük ulus arasındaki güven ve takdir duygusu güçlenecektir. Open Subtitles ستكون هُناك وليمة في قاعة رقص الفُندق وخلال الثلاث ايام القادمة نتمني بناء الثقة و التقدير بين أُمَتَينا العظيمتين
    Göl kenarindaki malikanenin büyük salonunda bir kapi var. Evet. Open Subtitles إنّه باب في قاعة الحفلات للقصر المطلّ على البحيرة
    Göl kenarındaki malikanenin büyük salonunda bir kapı var. Evet. Open Subtitles إنّه باب في قاعة الحفلات للقصر المطلّ على البحيرة
    Konferans salonunda bir su kaçağı var gibi. Open Subtitles يا زعيم! هناك تسرّبٌ ما في قاعة الاجتماعات
    Mahkeme salonunda bir kadın vardı. Open Subtitles كان هناك تلك المرأة في قاعة المحكمة
    Bilardo salonunda bir olay olmuş. Open Subtitles كات هناك مشادة في قاعة للتجمع اليوم
    Karşılama için hizmetkarlar salonunda bir şey düzenleyeceğiz. Open Subtitles سنقيم حفل في قاعة الخدم لنرحب به
    Aslında, temelde iki çeşit davalı olduğunu tüm davacıların görmelerine yardımcı olmak için onlarla mahkeme salonunda bir araya geldi: çoğunlukla haklı olarak korktuklarımız kızgın olduklarımızdır. TED هو فعليًا يجلس مع كل الإدعاء العام لديه ليساعدهم على رؤية أن هناك نوعين من المتهمون في قاعة المحكمة: النوع الذي نخاف منه ... وغالبا لنا الحق في ذلك... والنوع الذي نحن غاضبين عليه.
    Dans salonunda bir adamı öldürdüm. Open Subtitles قتلت رجلاً في قاعة للرقص
    Dans salonunda bir adamı öldürdüm. Open Subtitles قتلت رجلاً في قاعة للرقص
    Hayır. Humphrey salonunda bir Japon sergisi var. Open Subtitles لا، هنالك معرض ياباني في قاعة "همفري"
    Bekleme salonunda bir kadın var. Open Subtitles ثمة امرأة في قاعة الانتظار
    Tamam, geçen yıl hatırlıyorum da yukarıdaki balo salonunda bir defile vardı Open Subtitles كان هناك عرض ازياء في الطابق العلوي في صالة الرقص اتذكر هذا في السنة الماضية
    Lisenin spor salonunda bir mülteci merkezi kurduk. Open Subtitles وضعنا مركز اللأجئين في صالة رياضية المدرسة الثانوية
    Birkaç ay önce okulun spor salonunda bir gece kilitli kaldılar diye birlikte olduklarını duymuştum. Open Subtitles في الواقع، أنا سمعت انهم معاً لأنهم حُبسوا في صالة الرياضة في ليلة منذ بضعة أشهر

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد