Sana inanmak isterdim. ama burnun uzuyor. | Open Subtitles | أريـد أن أصدقك ، لكن أنفـك في الحقيقة يكبـر |
Bak, Sana inanmak istiyorum ve onun mutlu olmasını istiyorum. | Open Subtitles | أنظر,أريد أن أصدقك و أريد أن أراها سعيدة. |
Yani, Sana inanmak isterim, ama bunu bilmek için yeterince kadınla birlikte oldum, bu kadar hızlı olamaz. | Open Subtitles | أعني, أريد أن أصدقك, لكني كنت مع نساء كثيرات لأعرف أن هذا لا يحدث بسرعه |
Sana inanmak istiyorum ama insanlar bunu iddia eder her zaman. | Open Subtitles | أريد تصديقك ولكن الناس يدعون بذلك طوال الوقت |
Sana inanmak istiyorum ama gerçek şu ki itler seni öldürmedi. | Open Subtitles | أريد تصديقك , لكن الحقيقة أن المُستذئبين أطلقوا سراحك |
Biliyor musun, Sana inanmak, güvenmek istiyorum, ama burada ne iş yaptığını anlamadan epey zor olacak. | Open Subtitles | اتعلم اريد ان اصدقك و أثق بك لكن هذا صعب عندما لا استطيع معرفة ماذا تفعل هنا |
Burada mutlu olacağımızı düşündüğünü söyledin ve ben de Sana inanmak istedim. | Open Subtitles | قلت أنّك كنت تظن أننا سنكون سعداء هنا، وأردت أن أصدقك. |
Sana inanmak istiyorum ama arkadaşlarım her şeyim. | Open Subtitles | أردت أن أصدقك لكن أصدقائي كل شيء بالنسبة لي |
Justin, Sana inanmak istiyorum ama çok gergin görünüyorsun. | Open Subtitles | جاستن، أريد أن أصدقك لكن يبدو أنك متوتر جدا |
Sana inanmak istiyorum ama o cankurtaran gördüğüm en tatlı çocuktu. | Open Subtitles | أريد أن أصدقك , لكن ذاك المنقذ هو ألطف فتى قد رأيته على الإطلاق |
Sana inanmak istiyorum ama bunca zaman bunu aleyhimde kullandın. | Open Subtitles | أود أن أصدقك... ولكنك استغللت هذا الأمر ضدي طيلة الوقت |
Sana inanmak istiyorum ama o cankurtaran gördüğüm en tatlı çocuktu. | Open Subtitles | أريد أن أصدقك , لكن ذاك المنقذ هو ألطف فتى قد رأيته على الإطلاق |
Sana inanmak istiyorum çünkü sen yaptıysan kendi yerime ihtiyacım olduğuna saygı duymuyorsun demektir. | Open Subtitles | أريد أن أصدقك لأنك أن فعلتها فأنت لا تحترم حقيقة أنني بحاجة لمساحتي الخاصة |
Fazla düşünüyordum. Ve Sana inanmak yerine şüphelerimin aramıza girmesine izin verdim. | Open Subtitles | وكنت أجعل من شكوكي عائقاً بدلاً من تصديقك |
Bana toplantının nerede olduğunu bilmediğini söyledin ve Sana inanmak istiyorum ama eğer bu da oynadığın oyunlardan biriyse eğer bir şekilde gizli gündeminde bu varsa ve kendi planını devreye soktuysan, yapma! | Open Subtitles | ، وأود تصديقك لكن إذا كان ذلك الأمر لعبة أخرى من لعبك إذا كانت لديك أجندة خفية من نوع ما |
- ...Sana inanmak istiyorum. - Bana inanmıyorsun, değil mi? | Open Subtitles | اريد تصديقك أنت لا تصدقينى, صحيح ؟ |
Takdir ediyorum, ve Sana inanmak istiyorum, gerçekten. | Open Subtitles | أُقدر هذا وأريد تصديقك ,حقا أريد ذلك. |
Allison, Sana inanmak istiyorum ama kendini neyle kestiğini görmem gerekiyor. | Open Subtitles | آليسون " أود حقاً تصديقك " لكنني أريد رؤية ما جرحت نفسك به |
Benim işim Sana inanmak değil Jack. Benim işim seni bulmak. | Open Subtitles | ليس عملى ان اصدقك يا "جاك" عملى هو القبض عليك |
- Sana inanmak, Tara'nın gözümün içine bakarak yalan söylediğini kabul etmek demek, bunu yapamam. | Open Subtitles | تصديقكِ يعني أنها تكذب في وجهي, و لا يمكنني فعل ذلك. |
Dinle, eğer bize dün gece 6:00 ila gece yarısına kadar nerede olduğunu kanıtlayabilirsen Sana inanmak için bir sebebimiz olur. | Open Subtitles | سنفترض اننا نصدقك ان قلت لنا اين كنت بين الساعة السادسة و منتصف ليلة البارحة؟ |
Sana inanmak istiyorum Nina. | Open Subtitles | أريد أن أصدّقكِ. |