Hayatında hiçbir pazarlığı kaybetmedin, bunu bildiği için de sana ulaştı. | Open Subtitles | أنت أبداً لم تفشلي في تفاوض في حياتك لذا وصل إليك |
Senin bana danışmanlık yaptığını öğrendi ve sana ulaştı. | Open Subtitles | لقد اكتشف أنك كنتي تقدمين استشارات لي و لقد وصل إليك |
Yani Hanson, Brandon'un Sydney'i ilaç bağımlısı yaptığını öğrendi ve takip edip sana ulaştı. | Open Subtitles | إذاً هل اكتشف (هانسن) بشأن توريط (براندون) لـ (سيدني) بالمخدّرات و تعقّب المخدرات حتى وصل إليك ؟ |
Ruslar sana ulaştı değil mi? | Open Subtitles | وصل إليك الروس، أليس كذلك؟ |
Bodaway'ın adamları sana ulaştı mı? | Open Subtitles | هل وصل إليك رجال (بوداواي)؟ |