Çevrimiçi dünya bu olayı duyunca, alaylar ve sanal zorbalık ateşlendi. | TED | عندما علم عالم الإنترنت بهذه الحادثة إشتعلت السخرية و التنمّر عبر الانترنت. |
fakat benim başıma gelen karanlık, sanal zorbalık ve ayıplama hızla yayıldı. | TED | و لكن الأسوأ كان هو التنمّر و تشويه السمعه الذي إختبرته بنفسي الشيئ الذي إستفحل و بشده. |
Şimdi buna sanal zorbalık diyoruz ve çevrimici taciz. | TED | الآن نحن نسميه "التنمّر" عبر الإنترنت والتحرش على الانترنت. |
Hollanda'da yapılan bir meta-analize göre ilk defa, sanal zorbalık intihar düşüncelerine, çevrimdışı zorbalıktan çok daha fazla neden olmaya başlamış. | TED | تم إجراء تحليل في هولندا أظهر و للمرة الأولى أن التنمّر على الإنترنت كان يقود إلى الأفكار الإنتحارية و بشكل أكبر من التنمّر على أرض الواقع. |
Kültürümüzü ne kadar utandırma ile donatırsak, bu bir o kadar kabul edilir olup, sanal zorbalık, trolleme, hacking ve çevrimiçi taciz tarzı davranışlar göreceğiz. | TED | كلما إزداد إشباعنا لثقافتنا فضحا تصبح أكثر قبولا مما سجعلنا نشهد أكثر سلوكا مثل التنمّر على الإنترنت التصيد، بعض من أشكال القرصنة و التحرش على الإنترنت. |