Bağımsız bir sanatçı olarak albüm yayınlamak bugün olduğundan çok daha zordu, hem bilinirlik açısından, hem de pazarlama açısından. | TED | إن إصدار باقة كفنان مستقل، كان أصعب بكثير مما هو عليه هذه الأيام، سواء من حيث سماعها أو مجرد توزيعها. |
Ama sanatçı olarak gelişiyorsun ve bu para kazanmaktan daha önemli. | Open Subtitles | أجل، لكنها تنمي موهبتك كفنان وهذا أهم بكثير من جني المال |
O, bir sanatçı olarak boşluk sayesinde gelişiyordu ve benim işimse denemek ve sürdürmekti. | TED | تعلمون، كان يشارك كفنان من خلال المكان، وكانت وظيفتي المحاولة والمواكبة. |
1972 yılındaki ölümüne dek sanatçı olarak çalıştı. | Open Subtitles | عمِل كفنّان حتى مماتِه عام 1972 |
Jerry, bir sanatçı olarak pornonun sınırlarını nasıl aştığından bahsediyordun. | Open Subtitles | والآن يا (جيري)، أنت كنت تقول ... سابِقاً، كيف إستطعت كفنّان أن ترفع مُستوى مجال صِناعةِ الافلام الجِنسيّة |
Bugün sizlerle İranlı bir sanatçı olarak İranlı kadın bir sanatçı olarak sürgünde yaşayan İranlı kadın bir sanatçı olarak verdiğim mücadeleyi paylaşacağım. | TED | القصة التي أريد أن أشاركها معكم اليوم هو تحدي كوني فنانه إيرانية، كفنانة إيرانية، كفنانة إيرانية، تعيش في المنفى. |
Bir sanatçı olarak kişisel yolculuğum çok çok şahsi bir noktadan başladı. | TED | رحلتي كفنانة فقط من مكان جدا، شخصي جدا. |
Kariyerime bir sanatçı olarak başlıyorum ve bilgisayarımla bişeyler geliştiriyorum, küçük çaplı şeyler, bitkilerin büyüme sistemleri gibi şeyleri araştırıyorum. | TED | أنني أبدأ مهنتي كفنان أبني أشياء باستخدام حاسوبي، على نطاق ضيق بالتحري عن أشياء أشياء كأنظمة نمو النباتات |
Kavramsal bir sanatçı olarak zorlu sohbetleri teşvik etmek için sürekli yaratıcı yollar arıyorum. | TED | كفنان تصوري، أبحثُ باستمرار على وسائل مبتكرة لإثارة المناقشات الجريئة. |
Daha küçük sahnelerde daha küçük işler yapmaya yönelirsin. Ekonomik gücün daha az olur. Ulaştığın seyirci daha az olur ve bir sanatçı olarak itibarın daha az olur. | TED | ستقدم عملا صغيرا على مسرح أصغر، ستقل قوتك الاقتصادية، وصولك للجمهور سيقل، و الاهتمام بك سيقل كفنان. |
Ve unutmayın, aranızdan yalnızca 100 kişiden biri sanatçı olarak hayatını kazanacak. | Open Subtitles | وَتذكّرُ فقط واحد من مئه مثلك سيعيش ابدا كفنان |
Biliyordum adam mühendisti ama sanatçı olarak skilleri inanılmazdı. | Open Subtitles | عرفت بأن هذا الشخص كان مهندساً أو مهما يكن لكن ياإلهي.. مهارته كفنان لا تصدق |
Muhtemelen ya bir sanat topluluğunda ya da etrafında çalışıyor ama sanatçı olarak değil. | Open Subtitles | غالبا يعمل في و حول مجتمع الفن لكن ليس كفنان |
Bir sanatçı olarak olgunlaşacaksam, onun gördüğü gibi görmeliyim." | Open Subtitles | اذا كنت سأنموا كفنان يجب أن ارى مايرى هو |
Ama işinin tamamıyla dürüstlükten ve gerçek olmaktan oluştuğunu düşünen bir sanatçı olarak çoğu zaman kopya çekiyormuşum gibi hissediyorum. | TED | ولكن كفنانة تشعر أن عملها يعتمد فقط على قاعدة من الصراحة والحقيقة، غالبًا ما أشعر أن ذلك مثل الغش. |
Hiçbirimiz kaderimizden kaçamayız, ama bir sanatçı olarak onunla yüzleşebilir ve ona karşı çıkabilirsin. | Open Subtitles | لا يوجد بيننا من يقدر أن يتجنب مصيره و لكن كفنانة.. يمكنكِ أن تواجهيه بكل صراحة.. و تحاربيه |
Hayatına sanatçı olarak bağlılığını gösterir. Arkadaşlarını ve sanatını asla bırakmayacağını gösterir. -Kabul ediyor musun? | Open Subtitles | إلتزام لحياتكِ كفنانة أنّكِ لن تتخلي أبداً عن أصدقائكِ أو فنّكِ |