Vatandaşlık Bilgisi derken, basitçe kendi kendini yöneten bir toplulukta, toplum odaklı, problem çözücü bir katılımcı olma sanatını kastediyorum. | TED | ما أعنيه بالتربية المدنية، ببساطة هي فن كون المرء مواليا اجتماعيا، مشاركا في إيجاد الحلول في مجتمع يحكم ذاته بذاته. |
Yaşamın değerini ve iç barışı uygulama sanatını öğrenmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | وأحاول أن أتعلم كيف أقدَر الحياة وأمارس فن السلام الداخلي |
Shoukichi, henüz değişim sanatını tam öğrenememiş olan rakunların moralini düzeltmek istedi. | Open Subtitles | لا, شوكيجي اراد ان يرفع معنويات الراكون الذين لم يتقنوا فن التحول |
Yalancılığı farketmenin bilimi ile görme, dinleme sanatını birleştirdiğinizde, bir yalana işbrliği yapmaktan kendinizi kurtarırsınız. | TED | عندما تتمازج علوم كشف الخداع مع فنون المظهر، الاستماع، ستستثني نفسك من المشاركة في الكذب. |
Hudson'da sadece sanatını yaptığını düşünebilirdik. | Open Subtitles | كنا مازلنا نتظاهر انها في هودسون تقوم ببعض الفنون |
Birinin gelip senin sanatını alıp onunla böyle şeyler yapması seni nasıl hissettiriyor? | TED | كيف تشعر حين ترى شخص هكذا يأتي فيما بعد ويأخذ فنك ويحقق به الكثير؟ |
Evet, ona vampir açlığını alkol ile bastırma sanatını öğretiyorum. | Open Subtitles | أجل، أعلّمه فنّ قمع شره مصّاص الدماء بواسطة الكحول الإيثيليّ. |
İşe iyi tarafından bakarsak, cama çizim yapma sanatını geliştirdin. | Open Subtitles | حسنا , على الجانب المشرق فلقد قمت باختراع فن النوافذ |
Sen burada oturup hiçbir şey yapmama sanatını icra edebilirsin. | Open Subtitles | يمكنك أن تجلس هنا وتُتقن فن عدم القيام بأى شئ |
Sen burada oturup hiçbir şey yapmama sanatını icra edebilirsin. | Open Subtitles | يمكنك أن تجلس هنا وتُتقن فن عدم القيام بأى شئ |
Siyaset sanatını öğrenmen gerek canım. Aleyhine konuşanları öldürerek destek kazanırsın. | Open Subtitles | إنّك بحاجة لتعلّم فن السياسات يا حبّ، ستنالين الدعم بقتل معارضيكِ. |
Kendine öpüşme sanatını öğrettiğin zamanın tam üstünde yer alıyor. | Open Subtitles | سوف تصفف هنا بالوقت الذي تعلم به نفسك فن التقبيل |
Sizleri, ağır çekimde çoklu görev sanatını kavramaya teşvik etmek istiyorum. | TED | لذا أود أن أحثكم على تبني فن تعدد المهام البطيء، |
Onun gibi, güreşle ilgili her şeyi severdim: gösteri sanatını, atletik yetileri, işin tiyatrosunu. | TED | ومثل أبي، أحببت كل ما يتعلق بها: فن الاستعراض، والمهارات الرياضية، والدراما. |
Öyleki, görünüşe bakılırsa fotoğraf kusursuzlaştığında, etrafta gezip şunları söyleyen insanlar oldu, işte bu kadar: artık resim sanatını mahvettiniz. | TED | لذا , عندما أتقن التصوير الضوئي, كان هناك من يتجه للقول, هذا هو : لقد أفسدتم فن الرسم. |
Capoeira adı verilen savaş sanatını yarattılar. | Open Subtitles | و هي اساس الكابوييرا احدى فنون الدفاع عن النفس |
Meşru müdafaa sanatını ne zamandır öğretiyorsunuz? | Open Subtitles | حسناً، منذ متى وأنت تُدرس فنون الدفاع عن النفس؟ |
Dostum, kurnazlık sanatını öğrenmelisin. | Open Subtitles | أنت يا صديقي، عليك أن تتعلم الفنون الجميلة من الدقة |
Görüyor musun fahişe yaşamak için nasıl sanatını kullanıyor. | Open Subtitles | انظر كيف يستخدم الكلبة لها الفنون الى الاخير. |
Senin sanatını anlayamıyorum Kevin. Ama bu sana karşı hiç adil olmuyor Criss. | Open Subtitles | "أنا لا أفهم فنك يا "كيفين "لكن ذلك ليس عادلا لك يا "كريس |
Ve daha da zahmetlisi bu hava dünyasında pusuya düşürme sanatını öğrenmek zorunda. | Open Subtitles | و الأكثر تطلّباً أنه عليها تعلّم فنّ نصب الكمين في هذا العالم الجوّي |
Tanrılar efendime ustalık sanatını öğrettiler. | Open Subtitles | اٍن الآلهة بأنفسهم قد أوعزوا اٍلى أستاذى فى فنه |
Eğer para kazanmak istiyorsan sanatını özel insanlara yapacaksın, ortak adamlara değil,oğlum. | Open Subtitles | إذا كنت أن تحصل على نقود اصنع فناً من أجل أشخاص خاصين لا من أجل الرجل العادي يا ولدي |
Aşkın sanatını etkilemesine yada sömürmesine izin veren birine asla güvenmem. | Open Subtitles | أنا لا أحب قطه قد تدع حبها يؤثر على فنها |