Başka bir adamıma verecektim ama sanatsal bir film olduğu için, adamlarımın hiçbiri o duyarlılığa sahip değil. | Open Subtitles | كنت سأكلف أحد رجالي الآخرين ولكنه فيلم فني. وبصراحة، لا يتمتعون بالادراك. |
Evet, ikimizin de oldukça sanatsal bir yönü var. | Open Subtitles | نعم، ترَ، كُلّ منا له خط فني بالأحرى لأنفسنا |
Boyalı, yaratıcı ve sanatsal bir şey. | Open Subtitles | ما أعنيه، يأتي معه ألوان، كما إنه نوعاً ما إبداعي و فني |
Gerçekten sanatsal bir başarı olan bir şeyi aptalca bir şeye çevirdi. | Open Subtitles | تحويل ما كان إنجاز فني حقيقي إلى شيء بليد للغاية |
Çünkü hayatımda bu ara hiç sanatsal bir şey yok, biliyor musun? | Open Subtitles | لأنه ليس لدي أية أنشطة فنية في حياتي الآن , كما تعلم |
Devam etmekte olan sanatsal bir çalışmanın parçası. | TED | هي في الحقيقة من ضمن مشرع فني مستمر. |
Size teklifim şudur ki efendim, gerçek bir başeser yaratmak için, adamımızı siperlerden ayırıp, sanatsal bir atmosfer hava soluması için Paris'e hatta belki de Tahiti'ye postalamak güzel bir fikir olabilir. | Open Subtitles | ودعني أقترح, سيدي, ان الرجل الذي سيغادر الخنادق، سيكون من الأفضل لو أرسلناه إلى باريس لكي يحصل على جوٍ فني... |
Bu bir sanatçının sıradan bir nesneyi alıp sanatsal bir içeriğe yerleştirmesiyle bu bir sanat olur. | Open Subtitles | هذا حيث يأخذ الفنان ...شيئاً عادياً ويضعه في سياق فني وهكذا يصبح فنّاً |
Tabii tutumluluk desteklenmelidir ama bence kraliçenin beslenmesi gereken sanatsal bir kişiliği var. | Open Subtitles | ...كلا, أعتقد أن تقبل التقشف يجب أن يُشجع عليه .لكنني أخشى أن الملكة لديها طبعٌ فني... ...و الذي يحتاج الى تغذية |
Bekle. Burada sanatsal bir konuşma yapıyoruz. | Open Subtitles | انتظري نحن نتحاور بشكل فني هنا |
Bundan daha sanatsal bir şey yapmak istediğini biliyorum. | Open Subtitles | انا اعلم انك تريد ان تفعل شيء فني اكثر من... |
- Orası aşikâr da. sanatsal bir seçim mi? | Open Subtitles | لقد لاحظت هذا الجزء هل هذا اختيار فني |
Bu zafer duygusu, sanatsal bir kazanimin otesindeydi, daha derinlerden gelen, duygusal bir sempatiydi dunyanin en gelismis ulkelerinin halklari ile Latin Amerika'nin muzisyen gencleri arasinda gelisen bir sempati. Venezuella'da goruldugu gibi, izleyicilere mesaj olarak, muzik, canlilik, enerji, heyecan ve guc veriyoruz. | TED | وهذا لايعنى انتصار فني فقط, ولكن سيمفونية عاطفية عميقة أيضاً بين عامة أكثر دول العالم تقدماً والشباب الموسيقي الآتيني, كما رأينا في فينزويلا, الذي أعطى تلك الجماهير رسالة موسيقى, وحيوية, وطاقة, وحماس وقوة. |
Ben seçim hakkımı sanatsal bir filmle harcamazdım. | Open Subtitles | لا أضيع أختياري علي فيلم فني |
sanatsal bir yönüm var demiştim. | Open Subtitles | قلتُ لك لديّ خط فني |
Çok güzeldir. sanatsal bir tarafı vardır. | Open Subtitles | إنها جميلة جداً ولها جانب فني |
Çok sanatsal bir yazı tipi. | Open Subtitles | وهو خط فني جدًا |
Lidman, sade olmayı sanatsal bir şekle sokmuştur. | Open Subtitles | (ليدمان) أعاد صياغ الإيجاز كشكل فني |
sanatsal bir olayı. | Open Subtitles | نجاح فني. |
Alkolik içeçekleri hazırlamayla yapılan sanatsal bir meslek. | Open Subtitles | وهي مهنة فنية في إعداد المشروبات الكحولية |