Ama kim olduğumuzu sandığımız konulu makale yazmaya zorlamanız çılgınca. | Open Subtitles | و لكن نحن نظن بأنك شخص مجنون لتأمرنا لنكتب مقاله عن أنفسنا |
Kimliğini öğrenemeyeceğimizi sandığımız birkaç kayıpta bize yardımcı olmuştunuz. | Open Subtitles | لقد ساعدتنا مع بعض الضحايا الذين كنا نظن بأننا لن نقدر على تحديد هوياتهم أبدأً |
Bu da bize bildiğimizi sandığımız şeylerden biri hakkında birşeyler söylüyor. | TED | ولكنها أيضاً تخبرنا شيئاً عن أحد هذه الأشياء التي نعتقد أننا نعرفها |
Doğru olduğunu sandığımız şeyleri sorgulayanlardır. | TED | إنها تلك التي تشكك في الأمور التي نعتقد أنها صحيحة بالفعل. |
Çilekli votka doldurulduğunu sandığımız bardaklarda da çilekli meyve püresi varmış. | Open Subtitles | والكؤوس التي ظننا بأنها ممتلئة بشراب الكوكتيل كانت مجرد عصير فراولة |
Kitle sandığımız şey aslında bir koroner arter anevrizması ayrıca kalp odacıklarından birinde fistül var. | Open Subtitles | ما أعتقدنا أنها كتل كان تمدد للشريان التاجي مع وجود ناسور في إحدى حجر قلبك |
Ve sonsuza dek kaybettiğimizi sandığımız ada yine bizim. | Open Subtitles | والجزيرة التي إعتقدنا بأننا فقدناها إلى الأبد عادت لنا مرة أخري |
ötesi küçüklükleri oranında, evren hakkında bildiğimizi sandığımız her şeyi, özellikle de uzayın yapısı hakkındaki fikirlerimizi kökünden değiştirmektedirler. | Open Subtitles | وبالرغم من صِغر هذه الخيوط, فقد غيَّرت كل شىء اعتقدنا أننا عرفناه عن العالم, |
Aşağıda yatan ve Jerry Smith'in yerine geçtiğini sandığımız adam gerçekten Astsubay Jerry Smith. | Open Subtitles | حسناً, الرجل الميت بالأسفل الذي ظنناه إنه ينتحل |
Kulübede ona ait olduğunu sandığımız orta uzunlukta ve sarı saçlar bulduk. | Open Subtitles | لقد وجدنا عينات من الشعر في الكوخ نظن انها له تتراوح بين القصيرة و المتوسطة ولونها اشقر |
Ya sandığımız bu hayat bizim değilse? | Open Subtitles | . . ماذا لو أننا نظن أن هذه حياتنا لكنها ليست كذلك؟ |
Fakat görünmez boyuta girdiğimizde aniden bildiğini sandığımız dünya değişmeye başlar | Open Subtitles | لكن خُض مغامرةً داخل ممكلة الخفاء، وسيتغير العالم الذي نظن أننا نألفه بغتة. |
Önce bildiğimizi sandığımız şeyle başlayalım, bildiğimi sandığımdan. | TED | لكن لنبدأ بما نعتقد أننا نعرفه وما اعتقدت أنني أعرفه. |
Etrafında düşünce ürettiğimizi sandığımız kategoriler artık geçersiz. | TED | كل التصنيفات التي كنا نعتقد أننا نفكر عبرها، قد عفا عليه الزمن. |
Hayatımızdaki boşlukları dolduracağını sandığımız pahalı alışverişler yapıyoruz. | Open Subtitles | والتخطيط للذهاب للمولات لشراء أشياء نعتقد انها ستملئ هذا الفراغ فى حياتنا |
Tıpkı bildiğimizi sandığımız kozmos gibi bu da gizemlerle doluydu. | Open Subtitles | و تماماً كالكون الذي ظننا بأننا نعرفه كان مليئاً بالغموض. |
Anlaşılan o ki fikir, sandığımız kadar eşsiz değilmiş. | Open Subtitles | نعم، هذا يعني انه ليس فريد مثلما أعتقدنا |
Pekala, o para, istemediğimizi sandığımız büyük bir düğün içindi. | Open Subtitles | حسناً، كان ذلك المال لحفلة زواج كبيرة إعتقدنا بأننا لا نريد إقامتها. |
Her geçen yıl makineler insanları, daha önce sadece bizim yapabildiğimizi sandığımız pek çok faaliyette gölgede bırakıyor. | TED | لا يمر عام إلا وتتفوق الآلات على البشر في المزيد والمزيد من الأنشطة التي اعتقدنا يومًا أننا فقط من يملك القدرة على القيام بها. |
Babam sandığımız gibi biri değildi belki ama ailemiz bu inancı yüzyıllar boyunca sürdürdü. | Open Subtitles | ربما هو لم يكن ما ظنناه عليه لكن عائلتنا آمنت لقرون |
Görünüşe göre şu liseli piçler sandığımız kadar aptal değiller. Göğüs şehrine ön sıradan yer almışlar. | Open Subtitles | انظر ,يبدو ان طلاب المدرسه هؤلاء ليسو بالغباء الذي كنا نعتقده |
Sürekli olarak doğru olduğunu sandığımız şeyi tekrar düşünmek ve yeniden tanımlamak zorunda kalırız. | Open Subtitles | باستمرار يكون علينا إعادة التفكير في ماكنا نظنّه صحيحا... ونعيد تعريفه. |
Otopsideki ceset, sandığımız kişi değil. | Open Subtitles | الجثه التى فى المشرحه ليست للشخص الذى أعتقدناه |
Denek sandığımız kişi değil. | Open Subtitles | عنصر البحث ليس كما إعتقدناه. |
Belki de sandığımız gibi fail değil, kurbandır. | Open Subtitles | ربما ليست الجاني الي كنا نظنها قد تكون الضحية |
Bunu bilmiyormuş, demek ki sandığımız kadar deneyimli değil. | Open Subtitles | لم يكن يعرف ذلك، ممّا يعني أنّ لديه خبرة أقلّ ممّا كنا نظنّ. |
Bu yüzden, doğurgan olacağını sandığımız günlerde sıkı çalıştık. | Open Subtitles | لذلك سعينا وراء ذلك فى أيام حسبناها ...من الأرجح أن تكون الأيام الأكثر خصوبة |