Umarım New York'taki arkadaşlarına küçük kasabalarda yaşayan insanların sandıkları kadar aptal olmadıklarını anlatırsın. | Open Subtitles | ..أتمنى أن تخبر أصدقائك في نيويورك أن الناس في المدن الصغيرة ليسوا مغفلين كما يظنون |
Sizin bıraktığınız izi takip ederler, Olduğunuzu sandıkları yere giderler. İyi tepki süresi, 10 dakika. | Open Subtitles | إنهم يلحقون طريقك، اذهب حيث يظنون بأنك هناك |
Öğlenden sonra sandıkları araba ile gönderdiğimizi söyledim. | Open Subtitles | هل ترى ، ظننت أننا أخذنا الصناديق المرسلة على عربة الاثقال بعد الظهر |
Ben gelmeden o sandıkları hiçbir şekilde teslim etmeyin. | Open Subtitles | على كل الأحوال يجب عليك أن لا ترسل هذه الصناديق قبل وصولي |
Onlardan istediğimi sandıkları şeyleri yaptılar... ama yanılıyorlardı. | Open Subtitles | فعلوا أشياء اعتقدوا أنني أريدهم أن يقوموا بها، ولكنهم كانوا على خطأ |
Sanırım... Sen sandıkları adamdan hoşlanmıyorlar galiba. | Open Subtitles | وأعتقد أنهم لا يحبون ذلك الرجل الذي يظنونه أنت |
İstasyon bir gün önce Olga sandıkları bir kadından telefon alacak. | Open Subtitles | تتلقى النقطة الحدودية مكالمة هاتفية قبل طلوع الشمس (من امرأة يظنونها (أولغا |
Yalnız olduklarını sandıkları zaman onların gerçek yüzünü görüyorsun. | Open Subtitles | ستعرف الناس حقاً عندما يظنون أنهم بمفردهم |
Gerçeği bilin ki güçlüler sandıkları kadar azametli olmayabilirler. | Open Subtitles | أن الأقوياء ليس أقوياء كما يظنون أنفسهم. وأن الضعفاء أيضا |
Yani, herkes, sizin bildiğinizi sandıkları ama bilmediğiniz bir şey yüzünden mi peşinizde? | Open Subtitles | إذاً، الجميع يسعون وراءكم لشيء يظنون إنكما تعرفانه و أنتما لا تعرفوه حتى ماذا يكون؟ |
Geldiklerini sandıkları yer, gittiklerini sandıkları yer. | Open Subtitles | من اين يظنون نفسهم الى اين يظنون انهم ذاهبون |
Davayı kazanabileceklerini sandıkları için çıkıp gittiler ama kazanamazlar. | Open Subtitles | لقد رحلوا لأنهم يظنون بوسعهم كسب هذه القضية لكن لا يمكنهم. |
İşte sigorta makbuzu ve nakil belgesi! Şimdi getir şu sandıkları! | Open Subtitles | ها هي بوليصة التأمين والشحن من فضلك سلمني الصناديق الآن |
Şu ufak eleman inanılmaz. Hemen bulun şu sandıkları! | Open Subtitles | التعامل هنا يثير غضبي أسرع , وأحضر الصناديق |
Şu sandıkları çekin buradan! | Open Subtitles | إبعد تلك الصناديق من هنا هذة ليست مزرعة خضروات إبعد تلك الصناديق من هنا هذة ليست مزرعة خضروات |
Şu sandıkları çıkarın burdan! Burası sebze bahçesi değil. | Open Subtitles | إبعد تلك الصناديق من هنا هذة ليست مزرعة خضروات |
Bunu her kim yaptıysa gerçekten kazançlı çıktı bunları benim yaptığımı sandıkları için yargılandım. | Open Subtitles | والشخص الذي فعل ذلك هو فائز حقيقي بالحكم علي الأشياء التي اعتقدوا أنني فعلتها |
Ameliyat sandıkları kadar zor geçmemiş ki bu iyi bir şey. | Open Subtitles | و الـ, أوه العملية ليست صعبة كما اعتقدوا من قبل وهذا جيد |
Sanırım onlar galiba sen sandıkları adamı öldürmek istiyorlar. | Open Subtitles | وأعتقدأن... وأعتقد .. هل يريدون أن يقتلوا ذلك الرجل الذي يظنونه أنت؟ |
- Belki de sandıkları kadar zeki değilsin. - Belki de. | Open Subtitles | -ربما لست بالذكاء الذي يظنونه |
Şu an Mitch olduğunu sandıkları konserve bir avuç hükümet yardakçısı tarafından kesilip inceleniyor. | Open Subtitles | في هذه اللحظة, العلبة التي يظنونها (ميتش) يتم تشريحها ودراستها من قبل بعض مغفلي الحكومة. |
Ucunun açık olduğunu sandıkları tüm bu konular hiçbir yere varmıyor görüyorsunuz. | Open Subtitles | كل هذه الغثرات التي يعتقدونها بأنهم سيسدونها لن تفيدهم بأي شيء |