Önemsiz bir düşüş sanmıştık, ama artık konuşamıyor ve hareket edemiyor. | Open Subtitles | ظننا أنه مجرد سقوط لكنه لا يمكنها التحرك أو التحدث الآن |
Kişisel olarak sorunlarımız ortaya çıktığında, ...profesyonel olarak hala devam edebiliriz sanmıştık. | Open Subtitles | تعلم, حالما توقفت علاقتنا الشخصيه ظننا أنه يمكن أن تنجح علاقتنا المهنيه |
Jane'in Times Meydanı'nda ortaya çıkışını ilk ciddi taktik değişikliği sanmıştık. | Open Subtitles | اعتقدنا جين في تايمز سكوير تميز أول تغيير حقيقي في التكتيكات. |
Bu bizim için gerçekten çok üzücüydü, çünkü bu sorunu bir daha yaşamayacağımızı sanmıştık. | TED | لذا ذلك كسر قلوبنا لأننا اعتقدنا أن هذا سيستمر. |
Siz zamanında gelirsiniz diye gecikebiliriz sanmıştık. | Open Subtitles | إعتقدنا أنه يمكننا أن نتأخر لأنكم ستكونون على الموعد. |
Hatırlasana, kaç defa lastik patladığı ya da motor bozulduğu için işi geç yapmıştık ve kötü şans sanmıştık,.. | Open Subtitles | أعني، فكرّ بالمصائب التي واجهتنا ثقب في الإطار وعطل في المحرك ووصلنا إلى هدفنا متأخرين ، نظن بأنّ حظنا كان سيئاً |
- Seni yakaladığını sanmıştık. - Hayır iyiyim. Hadi şu işi yapalım. | Open Subtitles | لقد ظننا أنه وصل إليك لا أنا بخير أنا بخير لنفعل هذا |
Affedersiniz. Sadece kızlar sanmıştık. | Open Subtitles | نحن اسفين , ظننا انه يوجد فقط فتيات بالداخل |
Gidecek bir yerimiz ve paramız olmadığı için sıkıcı bir akşam geçireceğimizi sanmıştık. | Open Subtitles | ونحن ظننا أننا لسنا معنا أموالاً فالأمسية ستكون مُملّة |
Oh bizde siz iki uyuşuk uyanmayıp tüm eğlenceyi kaçıracaksınız sanmıştık. | Open Subtitles | و نحن ظننا انكما أيها الكسولان ستتوجهان إلى المتعة |
İşe yarayacağını düşünmemiştik çünkü gemideki titreşimlerin lazerin odağını saptıracağını sanmıştık. ama gerçekten işe yaradı. | TED | لم نكن نعتقد أنه سيعمل، لأننا اعتقدنا أن اهتزازات السفينة ستعترض طريق تركيز الليزر، لكنه حقاً اشتغل مثل السحر. |
Dünyanın şişmanlık sorununa karşı bir tedavi bulduğumuzu sanmıştık. | Open Subtitles | لقد اعتقدنا اننا لدينا مشكله علاج السمنه بالعالم |
Dünyanın şişmanlık sorununa karşı bir tedavi bulduğumuzu sanmıştık. | Open Subtitles | لقد اعتقدنا اننا لدينا مشكله علاج السمنه بالعالم |
Anormaller arasında raporlanan bu ani ve açıklanamaz saldırgan davranışların soyutlanmış olaylar olduğunu sanmıştık. | Open Subtitles | اعتقدنا بأن تلك التقارير عن السلوك العدواني ضمن الطفرات هي ظراهر فرديّة |
Başta fillerin hayvanat bahçesine verilmesinin hükümet kararı olduğunu sanmıştık. | Open Subtitles | في البداية ، إعتقدنا أن إعطاء الفيلة لحديقة الحيوان |
Yeni zengin bir beslenme alanı keşfedildiğini sanmıştık... | Open Subtitles | إعتقدنا أننا اكتشفنا منطقة غذاء جديدة وغنيّة |
Kriptoloji uzmanları da biz de zor çözüleceğini düşünüyorduk. O yüzden uzun sürer sanmıştık. | Open Subtitles | إستغرقت الكثير من الوقت لأننا نحن و محللي الشفرات إعتقدنا أنها ستكون معقدة جداً، |
Alman olduklarını sanmıştık ama Polonyalılarmış, sürpriz oldu. | Open Subtitles | كنا نظن أنهم ألمان, ولكنهم بولنديين, مفاجأة |
Buketinden geldiğini sanmıştık. | Open Subtitles | التي كنا نظن جاءت منها لتعامل مع باقتها. |
2 yıl önce anlaşma imzaladığımızda, yenildiğimizi sanmıştık. | Open Subtitles | منذ سنتين أعتقدنا أننا خسرنا عندما كان علينا أن نوقع تلك الهدنة |
Bunun kirli para olduğunu sanmıştık. | Open Subtitles | ظنناه مال مفقود ونحن عثرنا عليه |
Özür dileriz Bree. Bunu konuştunuz sanmıştık. | Open Subtitles | معذرة ، "بري" ، لقد افترضنا أنكما تحدثتما بشأن هذا |
İlk başta orayı giriş yarası sanmıştık. | Open Subtitles | نحن أولياً إعتقدنَا ذلك جرح خروجِ كَانَ جرحَ دخولِ. |
Sonunda bittiğini sanmıştık. Dehşetten kurtulduğumuzu zannettik. | Open Subtitles | و أخيراً عندما ظننا أن الأمر انتهى وظننا أننا نجونا من ذلك الرُعب |
Onu bir kişi adı sanmıştık, ama değil, bir yer adı. | Open Subtitles | ألتو" لقد كنا نعتقد أنه أسم شخص ولكنه مكان |
Göle gittin sanmıştık. | Open Subtitles | ظنناك ذهبت إلي البحيرة. |