Aslında, hasta ve gayet belirgin bir fetişe sahip, sapık bir Japon işadamının fantezisi gibi giyinmişsin ama bu tarzını çok beğendim. | Open Subtitles | عادة تلبسين كمثل رجل أعمال ياباني منحرف مع وثن مظلم محدد |
Daha önce söylemiştim, tekrar söylüyorum, ...bayım siz sapık bir dahisiniz. | Open Subtitles | ،قلتها مرة وسأقولها ثانية ،أنت يا سيدي .منحرف عبقري |
Daha doğrusu güzel hanımların resmini çekmeyi seven sapık bir amca. | Open Subtitles | لا أنهُ رجل عجوز منحرف الذي يصور السيدات |
sapık bir altı yaşındaki çocuk gibi ama altı yaşında işte. | Open Subtitles | طفل منحرف بالسادسه ولكن ما زالت بالسادسه |
Hiçbir zaman kıyafet gitmeyen tehlikeli sapık bir şeytan. | Open Subtitles | شيطان خطير منحرف لا يضع ملابسًا عليه أبدًا |
Zengin ve sapık bir adi, iki kadını öldürdü diye benim oğlum hapse girmeyecek. | Open Subtitles | إبني لن يذهب للسجن لأن شخص غني، منحرف حقير قتل إمرآتين |
Baban sapık bir deli olduğu için kendinden nefret edemezsin. | Open Subtitles | لا تستطيعين كراهية نفسك لأن أباك منحرف |
O zaman sapık bir şey düşünüyor olamaz. | Open Subtitles | لذلك هو لم يقصد فعل شيءٍ منحرف أو غريب |
Suçlular sapık bir adam ve bir çocuktan oluşan bir takım. | Open Subtitles | المجرمان هما رجل منحرف وفتى |
Sen hasta, üzgün ve sapık bir ihtiyarsın. | Open Subtitles | أنت رجل عجوز مريض و منحرف |
Sen hasta, üzgün ve sapık bir ihtiyarsın. | Open Subtitles | أنت رجل عجوز مريض و منحرف |
Bayım siz, sapık bir dahisiniz. | Open Subtitles | أنت منحرف عبقري يا سيدي |
Asya eserleri öğreten, kriptocu, sapık bir NYÜ profesörüymüş. | Open Subtitles | "استاذ منحرف في جامعة (نيويورك)،" "إنه خبير تشفير، يدرّسُ مادة "الدراسات الآسيوية"." |