Yani, tamam; bu oyunlar yetenek, dayanıklılık ve çeviklik gerektirir ama bu yarışlarda biraz da sapıklık söz konusudur ki bunun sizin gibi çocuklar için uygun olduğunu sanmam. | Open Subtitles | أعني, نعم, إنها خليط من الاحتمال و الصبر و لكن هناك درجة إنحراف في تلك اللعب اللتي لا أظن بأنها ستخدمكم أيها الأولاد |
Benim kitabımda buna sapıklık ve cinsel suç denir. | Open Subtitles | حسب علمي هذا إنحراف وإنتهاك جنس |
Helmut'un beni bir sapıklık girdabına soktuğu fikrine kapılmıştım. | Open Subtitles | وكان لي فكرة أن هيلموت لفتت لي في دوامة الانحراف |
Bizim gibilere lezbiyen deniyor. Bu da pekala sapıklık. | Open Subtitles | سيتمّ وصفنا بالمثليات وهذه هي أعلى درجات الانحراف |
Veritabanının kontrol ettim ve görünüşe göre TAU geçen sene kurbanla ilgili bir sapıklık davasıyla ilgilenmiş. | Open Subtitles | تحقّقتُ من قاعدة البيانات، فذكرتْ أنّ وحدة تقييم التّهديدات تولّتْ قضيّة مُطاردة للضحيّة مُذ عامٍ. |
Lütfen adını sapıklık koymayalım. | Open Subtitles | دعونا لا ندعو هذا مُطاردة. |
Gerisi sapıklık ve zihinsel hastalıktır. | Open Subtitles | والبقية هي للانحراف والاضطرابات العقلية. |
Artık böyle bir seçeneğim olduğunu düşünmüyorum büyükanne. Hadi ama o tatlı, masum kıza karşı ne tür bir sapıklık yaptın sen? Mesele o değil. | Open Subtitles | مانوع الانحراف الغريب الذي حاولت ان تقنع تلك الفتاة البريئة الظريفة لفعله؟ ليس الامر هكذا ارادت مني ان اقضي الليلة معها لكني لم استطع |
- Cinayete teşebbüs, zorbalık, taciz, sapıklık. | Open Subtitles | -محاولة قتل، مُعاداة، مُضايقة، مُطاردة . |
- şimdiye sapıklık ücreti almıştın. | Open Subtitles | - أنت جائزة فخرية للانحراف |