ويكيبيديا

    "sarımsak ve" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • و الثوم
        
    • والثوم
        
    • الثوم و
        
    • بالثوم
        
    • ثوم
        
    sarımsak ve zeytinyağı ile biraz sos yapsam iyi olurdu. Open Subtitles ينبغي أن أصنع الصوص مع زيت الزيتون و الثوم
    Sana daha kaç kere söylemem gerek bunu? Anma törenleri için hazırlanan yemeklerde taze soğan, sarımsak ve pul biber olmaz. Open Subtitles كم مرة علي أن أخبرك أن البصل الأخضر و رقائق الفلفل و الثوم لا يتم إستخدامهم فى الطعام المستخدم فى اذلكرى السنوية؟
    Söylüyorum sana biraz beyaz şarap, limon, sarımsak ve kırmızı biberle bu şey neredeyse yenilebilir bile olurdu. Open Subtitles أنا أقول لكَ.. بعض النبيذ الأبيض والليمون والثوم
    Terinde tuz, sarımsak ve limon kokusu vardı. Open Subtitles كانت تفوح من عرقه رائحة الملح والثوم والليمون
    Bunu pançeta sarımsak ve zeytin yağıyla yapıyor. Çok ama çok güzel oluyor. Open Subtitles إنها مكونه من الثوم و لحم الخنزير و زيت الزيتون، طعمها جيد حقاً
    Belki de, o sarımsak ve yağ yüzünden. Open Subtitles ربما الثوم و الزيت. انطري.
    - Makarnalık buğday mı? Tam olarak sarımsak ve zeytinyağıyla pişirilmiş makarna. Open Subtitles بالأصح سـباغيتي بالثوم وزيت الزيتون
    Bu akşamki yemek için sarımsak ve sinek. Open Subtitles "يرقات الفراش" بالثوم على العشاء الليلة ؟
    Jambonlu iyi kızarmış yumurta, sarısı olmayacak artı sarımsak ve peynir tek tarafı kızarmış tost; küçük süt, kahve için çok şekerli; Open Subtitles البيض المُقَلَّى بلحمِ الخنزير، لا مُحَّ زائداً ثوم وجبن الخَبزَ لتربيزة 1؛ الحليب الصَغير حلوى أكثر للقهوةِ؛
    Bir yağ fırçası, bir kase, bir diş sarımsak ve... Open Subtitles سأحتاجإلىفرشاةللدهن، و وعاء و فص ثوم
    İstiridye soslu Spagettiyi, dağları Assisi'li Francis'i sarımsak ve limonlu tavuğu John Wayne'i. Open Subtitles أحب المعكرونة بالصلصة و الجبال و القديس (فرانسيس)ِ و الدجاج بالليمون و الثوم
    Kekik, sarımsak ve karabiber atmıştım. Open Subtitles كانت بالأوريجانو والثوم والبابريكا
    İçinde rosemarino... rosemarino, zeytinyağ, sarımsak ve İsolina'nın diğer sırları var. Open Subtitles علمتني كيف أطهوه مع نبتة "إكليل الجبل"... نبتة "إكليل الجبل" و زيت الزيتون والثوم... مع بعض مقادير "آيسولينا" السرية!
    sarımsak ve tarhun otu yiyerek Alageyik olan Yaban Domuzu'nun hikayesi. Open Subtitles قصة (زهرة الخنزير) التي فقدت نفسها، ثم اكلت الثوم و الطرخون و اصبحت (زهرة غزال)
    400.000 vatandaşının ölümüne sebep oldu, çünkü pancar kökü, sarımsak ve limon yağının AIDS'in gidişatını yavaşlattığını bildiğimiz antiretroviral ilaçlardan daha etkili olduğu konusunda israr etti. TED لقد قتل 400 ألف من أهله بإصراره على أن البيتروت ( نوع من البنجر ) الثوم و زيت الليمون كانوا أكثر تأثيراً من نوع من الأدوية الذي نعرف أنه يستطيع أن يبطئ من تأثير الإيدز .
    Biraz sarımsak ve sinek larvası. Open Subtitles بعضٌ من "يرقات الفراش" بالثوم
    İçlerinde sarımsak ve nane var. Beluga havyarı gibi. Open Subtitles بها ثوم وورق نعناع أعني ، مثل الكافيار
    Taze sarımsak ve deniz tuzuyla. Open Subtitles ثوم طازج و الملح البحري... هل ترغبين في بعض منه ؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد