Güneş sarıydı. Güzel bir kartpostal gibi. | Open Subtitles | أما الشمس فهي صفراء أن كل ذلك يشكل بطاقة بريدية جميلة |
Hayır Bay Kralik. Gene yanıldınız. Bluz yeşil, noktalar açık sarıydı. | Open Subtitles | لا يا سيد " كراليك " ، أنت مخطئ كالعادة ، لقد كانت خضراء ذات نقط صفراء |
Yuvarlak ve sarıydı ama harf yoktu. | Open Subtitles | لا، مستديرة و صفراء لكن لا حرف |
Toprak sarıydı. Sarı toprağın olduğu tek bir yer var. | Open Subtitles | التراب كان أصفر, لا يوجد هذا التراب إلا فى مكان واحد |
Parlak sarıydı, ayçiçeği gibi. | Open Subtitles | أصفر زاهٍ كأنه زهرة عبّاد الشمس. |
Koyu sarıydı. Çok iyi. | Open Subtitles | ورأيت شعره كان اشقر متسخ |
Işık sarıydı, efendim. | Open Subtitles | الضوء كان اصفر يا سيدي |
Christina Hollis'in odasında bulduğumuz parçalar sarıydı. | Open Subtitles | المادة العاكسة التي وجدناها في شقة " كريستينا " كانت صفراء |
Kadın bana baktı. Gözleri sarıydı. | Open Subtitles | عينها كانت صفراء عندما نظرت الى |
- Bir dakika önce sarıydı. | Open Subtitles | -لقد كانت صفراء مُنذُ دقيقة مضت. |
sarıydı. | Open Subtitles | إنها كانت صفراء |
Fare bir adamdı ve adamın dişleri sarıydı. | Open Subtitles | صفراء بأسنان رجلا "ماوس" كان لقد |
Chickie'nin gülleri sarıydı. | Open Subtitles | -إن زهور تشيكى صفراء |
Bakın şuna, o short bir zamanlar sarıydı. | Open Subtitles | أنظر إليه, لقد كان أصفر هذا القميص |
Saçları sarıydı. | Open Subtitles | لقد كانت تمتلك شعراً أصفر |
Benim ilk gördüğüm renk sarıydı. | Open Subtitles | أول واحد رأيتهُ كان أصفر |
Açık sarıydı. | Open Subtitles | أصفر شاحب |
- sarıydı diyorum. | Open Subtitles | -كان أصفر |
Kapalı sarıydı. | Open Subtitles | كان اشقر ملطخ |
Ama sarıydı. | Open Subtitles | و لكنه كان اصفر |
Biz ona "Güneş" diyorduk çünkü çok parlak ve sarıydı. | Open Subtitles | "كنا ندعوها "ساني=مشمسة لأنها كانت مشرقة وصفراء |
- sarıydı | Open Subtitles | كان أصفراً - لا ، كان برتقالي - |