Sarah'nın da dediği gibi bitkiler öyle yüksek ki, burada olduğumuzu anlamazlar. | Open Subtitles | كما قالت سارة أوراق الشجر تخبئك عن الحيوانات |
"Audrey, Henry ve Sarah'nın gözetimiyle ilgili olarak, vesayetin gerektirdiği tüm yasal hak ve sorumluluklarla donatmak için... bu vesileyle üç çocuğun tek himayecisi olarak... | Open Subtitles | باعتبار رعاية أودري و هينري و سارة نحدد صفة الوصاية للأطفال الثلاث و بموجب الحقوق المشروعة مسئولية الوصاية |
Sarah'nın ölümünün üstesinden gelebileceğimi düşündüm. | Open Subtitles | ظننت انه يمكنني التعامل مع موت سارة وان اعمل كي انساه |
Sarah'nın beyazlar giymeden karalara bürünmesini istemem. | Open Subtitles | لا أريد ساره ترتدى السواد قبل أن ترتدى الفستان الابيض |
Sarah'nın damarlarında, onu zehirleyen tuhaf bir kan mı var diyorsun? | Open Subtitles | أنت تخبرنا بان ساره عِنْدَها دم غريب يلوث عروقِها؟ |
Sarah'nın bileklerinde etilen oksit ve çok miktarda antibakteryal ajan izleri buldum. | Open Subtitles | من مضاد الجراثيم على كاحل سارا أيضاً , راسب لمادة بوليمر وجدت في بطانة قفاز |
Kız arkadaşımın gitmemesini kastetmedim çünkü açıkça, Sarah'nın gitmesini ve tehlikeden uzak olmasını istiyorum. | Open Subtitles | انا لم اقصد اننى اريد مغادرة حبيبتى ولكننى اريد لسارة ان تغادر وتكون فى طريق امن |
- Daha yaz gelmedi bile. - Sarah'nın arabasını alın ve kuzeye gidin. | Open Subtitles | لم يأتي الصيف بعد خذي سيارة سارة واذهبي الى اقصى الولاية |
Sarah'nın arabasıyla gidin. Çiftlikte buluşuruz. | Open Subtitles | احصلي على أكبر قدر من المال تستطيعين إحضاره , بعد ذلك خذي سيارة سارة و اذهبي إلى شمال الولاية و أنا سأقابلكم في المزرعة |
Gray benden Sarah'nın giderken yanında ne tür kaynakları götürdüğünü öğrenmemi istedi. | Open Subtitles | حسنا , جراي يريدني ان اعرف ماهي مقدار الامدادات التي ربما قد اخذتها سارة من هنا؟ |
Bu yüzden Mike'ın yardımını alıp Sarah'nın güvenliğini sağladıktan sonra FBI'a gidip teslim olmak üzere programlandım. | Open Subtitles | و لهذا فبعد أن أضمن سلامة سارة و مساعدة مايك تراسر تم برمجتى للذهاب إلى المباحث الفيدرالية |
Ölmesinden sonra beni Sarah'nın genetik materyalinden yaratmış. | Open Subtitles | قال بأنه أنشأني من مواد سارة الوراثية بعد وفاتها |
Ve biliyordum ki Sarah'nın başını belaya sokan şey kendini çok zorlamasıydı. | Open Subtitles | واعرف بأن الدفع بقوة هو ما أوقع سارة في المشاكل |
Ölümünden sonra beni Sarah'nın genetik materyalinden yarattığını söyledi. | Open Subtitles | لقد قال بأنه من هيئني من مواد سارة الوراثية بعد وفاتها |
Sarah'nın bu yüzden başının belaya girmesi dışında. | Open Subtitles | بستثناء أن سارة وقعت في المشاكل التي فعلتها |
Ölümünden sonra beni Sarah'nın genetik materyalinden yaratmış. | Open Subtitles | وقال هو انه صنعني من جينات ساره بعد وفاتها |
Sarah'nın hayatta olması mı yoksa Jessi'yi ölümden döndürmen mi. | Open Subtitles | . . الاخبار اللتي قالت ان ساره على قيد الحياه أو انك ارجعت جيسي من الموت |
Yani bunun Sarah'yla gizli oyununuz olduğunu söyledin ve üzgünüm ama Sarah'nın öldüğünü sanıyordum. | Open Subtitles | اعني ,لقد ذكرت انها كانت لعبه سريه مع ساره وانا آسفه ,لكني اظن ان ساره ميته |
Hepsi yeniden açılmadı. Yani, Sarah'nın terk edilmiş bir sınıflandırma merkezinde tutulmuş olması muhtemel. | Open Subtitles | إذاً من المحتمل سارا احتجزت في أحد مراكز الفرز المهجورة |
Emily ve Sarah'nın hastane kayıtları var. | Open Subtitles | لدينا السجل الطبي للطفلة ايميلي ولدينا السجل الطبي للطفلة سارا |
Bana Sarah'nın bir söylemini hatırlattı. | Open Subtitles | يذكرني ببعض الأشياء التي تقولها سارا. |
Gerçek şuki, sadece sizin parmak iziniz bulundu. ve Sarah'nın ki. | Open Subtitles | الحقيقة هي أن بصمات الأصابع الوحيدة الموجوة في العلية هي لك و لسارة |