-Küçük boksör biraz sarsılmış... ama her şey yoluna girecek. | Open Subtitles | شكراً يا صاح إنها مصدومة بعض الشيئ ولكنها ستكون بخير |
Biraz sarsılmış ama doktor iyi olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | مصدومة قليلا, ولكنها بخير, هكذا قال الطبيب |
Bu soruşturma yüzünden sarsılmış ve endişeli bir haldeyim. | Open Subtitles | أنا مصدوم. و أشعر بالقلق من هذه التحقيق. |
Her şeyden önce çok sarsılmış olduğunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | كيف تصف لي سلوك المحقق " تايلور " ؟ قد أقول أنه مصدوم أكثر من شيء آخر |
sarsılmış gibi davranmasına şaşmamalı. | Open Subtitles | أقصد،أنا لست متفاجأة لأنها مهزوزة نوعا ما |
Hank bu konuda biraz sarsılmış olmalı. | Open Subtitles | يجب ان يكون هانك مصدوماً بطريقة ما بسبب ما رآه |
Biraz sarsılmış tabii, ama iyileşecek. | Open Subtitles | أقصد، إنها ترتعش قليلا، بالطبع لكن ستكون على ما يرام. وشرطة الأمم المتحدة |
Kurban boğazlanırken sarsılmış... | Open Subtitles | إن كانت الضحية قد اهتزت أثناء عملية الخنق |
Annem bile çok sarsılmış hem de aralarının hiç de iyi olmamasına rağmen. | Open Subtitles | حتى أمي مصدومة و أنت تعرف أنهما لم يكونا على وفاق |
Hayır fakat hemşire görüşmeden biraz sarsılmış halde çıktı. | Open Subtitles | كلا ، ولكن عندما الممرضة خرجت من الإجتماع بدت مصدومة |
Bütün yetişkinlik halatını seri katillerin peşinde... geçiren bir kadına göre, bayağı sarsılmış durumda. | Open Subtitles | بالنسبة لامرأة أمضت حياة الرشد بأكملها ،وهي تطارد القتلى المتسلسلين فإنها مصدومة جداً |
Saat 9 civarında gelmiş ve cesedi bulmuş. Şurada duruyor. Bayağı sarsılmış durumda. | Open Subtitles | عادت قرابة التاسعة ووجدته تلك هي التي هناك ، إنها مصدومة |
Bunu söylemek üzücü ama çok sarsılmış bir haldeyim. | Open Subtitles | يؤسفني قول هذا لكن الأمر تركني مصدوم |
Onun bir şeyi yok ama. Biraz sarsılmış sadece. | Open Subtitles | إنه بخير، ومع ذلك، مصدوم قليلًا فحسب |
Onun bir şeyi yok ama. Biraz sarsılmış sadece. | Open Subtitles | إنه بخير، ومع ذلك، مصدوم قليلًا فحسب |
♪ Mucit eve doğru yürüyor ♪ ♪ Kendine güveni sarsılmış ♪ | Open Subtitles | ^ المخترع عاد إلى المنزل ^ ^ وثقته مهزوزة ^ |
Eşyalarının iadesi için şantaj yapıldığından bayağı sarsılmış geliyordu sesi. | Open Subtitles | بدا مصدوماً حيال ذلك فقد تمّ ابتزازه من أجل استعادة أغراضه .. |
Biraz sarsılmış ama iyi olacak. | Open Subtitles | إنها ترتعش قليلًا لكنها ستكون بخير |
Heisenber,kendine güveni ağır bir şekilde sarsılmış olarak Kopenhag'a geri döndü. | Open Subtitles | عاد هيزنبرج إلى كوبنهاجن و قد اهتزت ثقته بنفسه بشدة |
Çok sarsılmış ve üzgün bir ses tonu varmış. | Open Subtitles | ترتجف لدرجة أنها حتى لم تترك اسمها |
Ruhunun derinliklerine kadar sarsılmış adam. | Open Subtitles | هذا رجل تعرض لصدمة كبيرة |
- Biraz ağrı kesici verdik ama epeyce sarsılmış. | Open Subtitles | لقد أعطيناه مسكنات آلام ولكن الأمر كان صادمًا |
Bütün olanlardan sonra sarsılmış gözükmek işin kolay kısmı. | Open Subtitles | من السّهلِ الظُهُور مهزوزُ بعد كل ما عَملتَ. |
Kurban biraz sarsılmış, yani bırakalım biraz hava alsın, tamam mı? | Open Subtitles | الضحية مرتعبة قليلاً، دعنا نعطيها بعض الهواء النقي، حسناً؟ |