O aslında buradaki başka bir satışçı. İsterseniz yeniden yapabilirim. | Open Subtitles | نعم، هذا فقط بائع آخر هنا يمكنني إعادة الأمر إن أردت |
Peki, doğu yakasındaki en iyi satışçı olmak nasıl birşey? | Open Subtitles | كيف حال أفضل بائع لعين في الساحل الشرقي؟ |
Aslında, Appian Yolu'na benziyordu, mermer satışçı numune kitapla ortaya çıkıp, Hadrian'a göstermiş ve Hadrian da "Hepsini alacağız." | TED | في الحقيقة، هو يشبه طربق أبيا أظهر بائع الرخام مع عينة لكتابه، يظهره لهادريان، وقال أدريان"الإمبراطور"،سنأخذ كل ذلك. |
Mükemmel bir satışçı için kötü bir satışçıyı dinlemekten daha büyük hakaret yoktur. | Open Subtitles | ليس هناك ما هو أكثر إهانة من أن يستمع رجل مبيعات متمكن وناجح إلى رجل مبيعات فاشل |
Evet. Aslında, yeni bir satışçı işe alacağım. | Open Subtitles | في واقع الأمر لقد أستأجرنا مندوب مبيعات جديد |
Bay bir satışçı ile bayan satışçı arasındaki fark göğüslerdir. | Open Subtitles | الفارق بين موظف و موظفة المبيعات هو الصدر |
Karşınızda mükemmel bir satışçı varken ne diye gidip web sitesinden sipariş verirsiniz ki? | Open Subtitles | لماذا سجلت طلباتك على الكمبيوتر بينما ستحصل على اللمسة الشخصية من رجل المبيعات ؟ |
Böylece satışçı arkadaşlarımızdan biri... ..sıranız geldiğinde size yardımcı olur. Afedersiniz. Hayır, hayır pilim bitecek. | Open Subtitles | وعندما يحين دورك ستجد من يساعدك لا، الخط سينقطع |
Utica'daki en iyi satışçı olan, Ben Nugent'ı telefona bağladım. | Open Subtitles | " لدي " بين نيوجيت " على الخط , إنه أفضل بائع في " أوتيكا |
Tanıdığım en iyi satışçı. | Open Subtitles | إنه أفضل بائع قابلته على الإطلاق. |
Dwight Schrute, yıldız satışçı, pancar yetiştiricisi. | Open Subtitles | دويت شروت بائع لامع، مزارع ممتاز |
Feci bir satışçı olabilirim belki ama katil falan değilim. | Open Subtitles | أعني، أنا بائع القتلة، ولكن... لستُ قاتلاً |
Arkasına da şöyle yazmış... "Harika satışçı, hatta arkadaş." | Open Subtitles | وفي الخلف كتب، "بائع عظيم، أفضل كصديق" |
Toby bir satışçı değil. | Open Subtitles | توبي " ليس بائع " |
Bu çok korkonuç olurdu. Burdaki insanların çoğu satışçı, | Open Subtitles | سيبدو ذلك فظيعاً معظمهم موظفو مبيعات |
Eğer bu bir satışçı olmamda bana yol gösterecekse, | Open Subtitles | اذا كانت ستقودني لان اكون رجل مبيعات |
- En iyi satışçı sensin demek. Tebrikler. | Open Subtitles | -رجل مبيعات بأعلى القائمة، تهانينا |
Berbat bir satışçı. | Open Subtitles | إنه رجل مبيعات فاشل |
Yani asla senin kadar iyi bir satışçı olamayabilirim ama en azından bu işi yapabilmek için bir şansım olmalı. | Open Subtitles | أعني ، قد لا أكون جيدا في المبيعات مثلك لكني أعتقد أنني يجب أن أحصل على فرصتي |
Bazıları çıkacak ve size satışçı olmak çok kötüdür diyecek. | Open Subtitles | قد يقول بعض الناس أن "موظف المبيعات" مصطلح سئ |
Üç ay içinde en az satış yapan iki satışçı, bunu yapmak zorunda. | Open Subtitles | الشخصان ذو المبيعات الأقل عليهم القيام بها . |
Böylece satışçı arkadaşlarımızdan biri... ..sıranız geldiğinde size yardımcı olur. | Open Subtitles | وعندما يحين دورك ستجد من يساعدك لا، الخط سينقطع |