Teknoloji oyuncakları ve pornoyla alakası olmayan altın bir kol saati satın almış. | Open Subtitles | حسنا ، ألعاب ذات تقنية عالية و إباحية وفجأة اشترى ساعة يدوية ذهبية |
Yüzbaşı Lowell Cobb 22 yıl önce Burtonsville'de at çiftliği satın almış. | Open Subtitles | لويل كوب القبطان اشترى مزرعة الخيول في بروستون فيلا قبل 22 عاما |
Sonra o oteli satın almış. Hep o odada kalmış. | Open Subtitles | بعد ذلك، إشترى الفندق وأقام في تلك الغرفة إلى الأبد |
Times Meydanı metro istasyonu: Coca-Cola tüm bu şeyi reklam için satın almış. | TED | محطة القطار في ميدان التايم: كوكاكولا اشترت كل هذه المساحة لإعلاناتها. |
Jen evimi satın almış, Liam. Yaşadığım yeri. | Open Subtitles | جين إشترت منزلي للتو, ليام الذي أعيش فيه |
İstihbaratımıza göre Chaybat, Pao'yu kamptan kaçırmak için birkaç askeri satın almış. | Open Subtitles | وسير على أطراف أصابعنا شايبت قام بشراء عتاه المجرمين من أجل حمايته فى معسكر العمل |
Katil bu lastik ellerden birini satın almış pişirme spreyi ile parmak uçlarına izleri nakşetmiş, ve bu şekilde tüm suç mahaline sahte parmak izleri yerleştirmiş. | Open Subtitles | أشترى القاتل أحدى هذة الأيدى المطاطية دمج هذة مع رذاذ الطبخ ومضى لوضع البصمات الخاطئة |
Şehirde sadece bir yer satıyor vee hepsini bir adam satın almış. | Open Subtitles | مكان واحد فقط في المدينة يبيعها وشخص واحد اشترى كل ما لديهم |
Dr. Willis o kitabı bu ayın 13'ünde satın almış. | Open Subtitles | اشترى هذا الكتاب اليوم الثالث عشر من مارس الحالي |
Swearengen'in meyhanesinde, barda... bir altın madenini 20 bin dolara satın almış. | Open Subtitles | اشترى حق تنقيب عن ذهب ليلة البارحة بـ20 ألف دولار |
Baksanıza 2 ay önce Bay Roman Naranjo. dört tane hidrolik cendere satın almış. | Open Subtitles | أنــظروا مـنذ أكثر مـن شهريـن ,السـيد رومـلان نارانخو اشترى أربعة مكابس هيدروليكية |
Horatio'nun çevresinden hiç kimse son zamanlarda TTX satın almış mı? | Open Subtitles | هل أحد من شركائه إشترى مؤخراً الـ تي تي إكس ؟ |
İki hafta önce ölmüş ama 1 hafta önce arazi satın almış! | Open Subtitles | توفّى قبل أسبوعين. قبل أسبوع واحد إشترى الأرض. |
Evet, o çocuğu internetten satın almış. | Open Subtitles | نعم .. لقد إشترى هذا الطفل عن طريق الإنترنت |
EZ: Oh, evet. Bu yaz aslında. Lomosonov fabrikasını Amerikalı bir şirket satın almış, beni davet ettiler. | TED | أوه، هذا الصيف في الواقع دعتني الشركة الأمريكية التي اشترت مصنع اللومونوسوف |
Bu evi satın almış. Peşin ödemiş. İpoteği yok. | Open Subtitles | لقد اشترت منزلا في المدينة بدفع مقدم ومن دون رهن |
Carlisle Endüstri adındaki bir şirket 37 bin dolarlık eritme fırını satın almış. | Open Subtitles | شركة تُدعى كارلايل للصناعات إشترت فرن للصهر مقابل 37 ألف دولار |
Ayrıca spor mağazasından Reebok siyah eşofman ve kayak maskesi satın almış. | Open Subtitles | قام بشراء أيضاً بذّة رياضية ماركة ريبوك وقناع تزلج من محل بيع أدوات رياضية |
Geçen yıl Sal Roberts diye biri başkentte küçük bir bina satın almış. | Open Subtitles | السنه الماضي سال روبرتس أشترى بنايه صغيره في العاصمه |
Müvekkilim babasından, babası da kendi babasından satın almış. | Open Subtitles | موكلي اشتراها من والده والذي بدوره , اشتراها من والده ايضا |
Galerisi için birkaç resim satın almış ve seni özlemiş. | Open Subtitles | إنها , لقد أشترت صورتين لمعرضها وإنها تفتقدك |
Bence satın almış olamaz. Bu bir dikkat dağıtma. Burada. | Open Subtitles | أظن أنه لم يقم بشرائها هذا إلهاء ، أنه هنا |
İşinden kazandığı bütün parayı biriktirmiş ve çok özel bir kanca satın almış. | Open Subtitles | لذا احتفظ بكل ماله من توزيع الصحف واشترى طُعماً خاصاً بالسمك. |
Sonra da başka bir şirket ortaya çıkıp projeyi satın almış ve betonu dökmüş. | Open Subtitles | ثم جاءت شركة أخرى وإشترت المشروع و صبَّت الأساس |
- Evi satın almış, Bayan Abner. - Anlamıyorsunuz. Küçüklüğünüzden beri kalmadığınız bir ev. | Open Subtitles | (لقد ابتاع المنزل يا آنسة (آبنر - أنتَ لا تفهم - |
Bunu senin için satın almış, değil mi? | Open Subtitles | لقد اشتراه من أجلك ، أليس كذلك ؟ |