Ama kaç tanesi bu tarz bir el arabası satıyordur? | Open Subtitles | كم منهم يبيع مثل هذه الاشياء المربوطة فى الشاحنة ؟ |
Muhtemelen birilerine yılan yağı satıyordur. | Open Subtitles | أوه، من المحتمل في الخارج يبيع أحدهم زجاجة من زيت الحية |
Eminim burası kaçak havai fişek satıyordur. | Open Subtitles | أعتقد هذا المتجر يبيع ألعاب نارية ممنوعة |
- Adını bile vermedi. Muhtemelen bir şey satıyordur. | Open Subtitles | انه لم يعطينى اى اسم من المحتمل انه يبيع بعض الاشياء |
- Yere bakın. Şurada bir çeşit ayı var. - Muhtemelen bir şeyler satıyordur. | Open Subtitles | أبقوا أعينكم للأسفل، هناك نوع من دبّ ما هناك، على الأرجح يبيع شيئاً ما |
Aksini söyleyen herkes bir şeyler satıyordur. Mesela kitap falan. | Open Subtitles | كل من يقول غير ذلك يبيع شيئاً ما ربما كتاب مثلاً |
O yüzden mermilerini kesin eski yöntemlerle satıyordur. | Open Subtitles | إذا كان الأمر كذلك انه يبيع الرصاص له، انه يفعل ذلك المدرسة القديمة. |
En fazla beş on paralık mal torbası satıyordur. | Open Subtitles | لا أظن، أغلب الظن أنه يبيع أمور بسيطة |
Muhtemelen çocuklara bile uyuşturucu satıyordur. | Open Subtitles | ربّما يبيع المخدّرات إلى الأطفال. |
Umarım o bir milyoncu kar maskesi satıyordur. | Open Subtitles | آمل أنَّ متجر الـ"99 سنتاً" يبيع أقنعة. |
Birşeyler alıyordur, satıyordur... yinede bu kadar uzun süre dönmemesinin bir nedeni yok. | Open Subtitles | هل هو يشتري شيئا؟ يبيع... فقط... |
- Kanını satıyordur o zaman. | Open Subtitles | -إذاً , يبيع البلازما |