ويكيبيديا

    "satıyorsunuz" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • تبيع
        
    • تبيعون
        
    • تبيعه
        
    • تبيعين
        
    • تبيعان
        
    • تبيعها
        
    • تبعين
        
    • تبيعونها
        
    • وتبيعه
        
    • حسابي ثم
        
    Beni aşağılayacak kadar cesaretiniz var ancak kendi kanınızdan birini satıyorsunuz. Open Subtitles تتجرّأ على الاستخفاف بي بينما تبيع الذي مِنْ لحمك و دمك
    Bay Brighton, yine kızlarıma esrar mı satıyorsunuz? Open Subtitles مستر برايتون ،، هل تبيع المنشطات لبناتي مجددا؟ ؟
    - Seni Dr. Garner'ın ofisinde görmek istiyorum! - Dosyamı şimdi kime satıyorsunuz? Open Subtitles أريدك في الدّكتور مكتب غارنر من تبيع ملفي إلى الآن؟
    Burada insan eti dışında her türlü et satıyorsunuz. Open Subtitles إنكم تبيعون شتى أنواع اللحوم هنا فيما عدا البشرية.
    Queens'te ki araplara satıyorsunuz. Open Subtitles إنك تبيعه لزعماء العصابات في منطقة كوينز
    Aşk mı satıyorsunuz uyuşturucu mu, şiir mi... ne olursa... ne satıyorsunuz? Open Subtitles تبيعين الحب, تبيعن مخدرات, تبيعين شِعر, مهما يكن, ما الذي يميزك ؟
    Sizi aptallar, o barı satıyorsunuz! Open Subtitles انتما ايها الغبيان سوف تبيعان تلك الحانة
    Sizin için o kadar özelse neden satıyorsunuz? Open Subtitles إذا كانت مميزة لديك لمَ تبيعها ؟
    Cenaze hizmetiniz gereği tabut satıyorsunuz, değil mi? Open Subtitles أنت تبيع التوابيت، أليس كذلك؟ نوع من خدمات عملك في دفن الموتى؟
    Kabul edemeyiz. Siz çocuklara alkol satıyorsunuz. Open Subtitles لانستطيع أن نأخذة , أنت تبيع ألبيرة للأطفال
    Yani mezun toplantısında hayat sigortası satıyorsunuz. Open Subtitles لذا كنت تبيع التأمين على الحياة في لم الشمل؟
    Siz isyancılara silah satıyorsunuz hükümet de kullanmalarını önlemek için sizi tutuyor. Open Subtitles اذن أنت تبيع الأسلحة للثوار ثم تتعاقد معك الحكومة عندما يبدءوا باستخدامها, رائع يا سيدي
    Çok seçkin bir emekli topluluğuna hisse satıyorsunuz. Open Subtitles كُنت تبيع أسهماً في مُجتمع مُتقاعدين محدود للغاية
    FBI. Çalıntı mal satıyorsunuz. Open Subtitles مكتب التحقيقات الفيدرالي، أنت تبيع بضائع مسروقة
    Uyuşturucu trafiği için kullanıldığını bile bile bu telefonları satıyorsunuz. Open Subtitles أنتم تبيعون هواتف تعلمون أنها تُستعمل لتجارة المخدّرات
    Siz alenen silah satıyorsunuz polise yakalanmaktan korkmuyor musunuz? Open Subtitles انكم تبيعون الاسلحـة في العلن .. ألستم قلقين بأن تعتقلكم الشرطـة ؟
    Unutmayın, sadece kıyafeti değil, duruşunuzu satıyorsunuz. Open Subtitles تمام، تذكروا، أنتم لا تبيعون الملابس فحسب
    Onları Queens'deki paçavra kafalılara satıyorsunuz. Open Subtitles إنك تبيعه لزعماء العصابات في منطقة كوينز
    Ama sivillere karşı kullanan ülkelere satıyorsunuz. Open Subtitles إذا انت تبيعه للبلدان وهم بدورهم يستخدمونه ضد المدنيين
    Yemek kuponları mı satıyorsunuz? Open Subtitles معذرة هل سمعتك تقولين أنك تبيعين قسائم الشراء ؟
    Siz bilet satıyorsunuz, yan gişedeki adam da bilet satıyor, Open Subtitles تعلم ذلك انت تبيعين التذاكر و الشاب في المقصورة الاخرى بجانبك
    Üzerinde benim yüzüm basılı olan pullar mı satıyorsunuz? Open Subtitles أنتما تبيعان قطعاً معدنية عليها صورتي؟
    Sizin için o kadar özelse neden satıyorsunuz? Open Subtitles إذا كانت مميزة لديك لمَ تبيعها ؟
    Bayan Carlson, ne zamandır ot satıyorsunuz? Open Subtitles سيدة (كارلسون) منذ متى و أنت تبعين المخدرات؟
    Ne tür şeyler satıyorsunuz burada? Open Subtitles مالاشياء التي تبيعونها هنا ؟
    -Çok da hızlı satıyorsunuz. Open Subtitles وتبيعه بشكل متساره أيضاً
    Hepinize içki ısmarlıyorum ve beni böyle satıyorsunuz! Open Subtitles أدعوكم إلى الشراب على حسابي ثم تشون بي هكذا؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد